Finansal krizi yaratan temel içgüdünün hırs olduğu tüm davranışçı finans uzmanı ve ekonomistler tarafından ortaya konulan bir olgudur. Finansal piyasalarda verilen tüm kararların ardında güçlü bir hırs duygusu bulmak mümkündür. Üstelik yeni bir duygu da değildir bu. Modern ekonominin öncüsü sayılan 18.yüzyıl iktisatçısı Adam Smith ekonominin temel dinamiğinin hırs olduğunu öğretmiştir bize. Ekmeği bize getirecek olanın hayırsever fırıncı değil, tamamen kendimiz olduğundan bahsetmiştir.
İnsanoğlunun damarlarına işlemiş hırs duygusu 2007 yılında başlayan kriz ile birlikte tam anlamıyla sorumlu ilan edilmiştir. Krizin faturası hırslı bankacılara, yatırımcılara, şirketlere ve vatandaşlara kesilmiştir. Hırs, birçoklarının içinde olan, kolayca bulaşan ve kurtulması zor bir duygu olduğu açıktır. Hırsla aldığımız, hırsla yatırım yaptığımız ve hırsla düşündüğümüz de doğrudur. Peki ama hırs gerçekten 2007 krizinin sorumlusu mu, yoksa günah keçisi midir?
Erkekler, etkilendikleri kadınları değerlendirirken en önem verdikleri nitelik kadınların kilolarıdır. Kilo değerlendirmesi açısından erkekler iki farklı kadın tipinden hoşlanır. Erkeklerin bir kısmı ince ve zayıf kadınları çekici bulunurken, diğer kısmı kilolu ya da “balıketli” kadınları tercih eder. Erkeklerin bu karar sistemleri kadınlar tarafından da bilindiği için kadınlar kilolarını daima göz önünde bulundururlar. Genellikle erkeklerin tercihi zayıf kadınlardan yana olduğu düşünülerek zayıf olmanın beğenilme için ilk şart olduğu varsayılır. Erkeklerin beklentilerine göre tercih edilebilirliklerinin artacağını düşünen kadınlar aslında büyük bir hata içindedirler. Üstelik bu hataya erkekler de dahildir. Yani ne kadınların kiloları erkeğin beğenisine kalmıştır, ne de erkekler düşündükleri gibi sabit bir beğeni anlayışına sahiptir. Daha açık söylemek gerekirse, ne ince kadınlardan hoşlandığını düşünenler, ne de kilolu kadınları tercih ettiğini düşünenler sabit bir tercih sistemine sahiptir.
Erkeklerin beğeni anlayışında kadının kilosunun öneminin nereden kaynakladığını öğrenmek isteyen Londra Üniversitesi psikologlarından Viren Swami 2006 yılında yayınladığı makalesi “Does hunger influence judgments of female physical attractiveness?”da herkesi şaşırtan bir gerçeği açıklar. Üniversite yemekhanesine giren ve çıkan öğrencilere, farklı vücut hatlarına sahip kadınların boydan çekilmiş fotoğrafları gösterilir. Sonra da kadınları ne kadar çekici bulduklarını değerlendirmeleri istenir. Yemekhaneye giren öğrencilerin tamamı kilolu kadınları çekici bulurken, yemeğini yiyip çıkanların birçoğu zayıf kadınları çekici bulduklarını söylemişlerdir. Psikolog Swami bu deneyi daha sonra defalarca denemesine rağmen sonuç değişmemiştir. Aç erkekler kilolu kadınları, tok erkekler zayıf kadınları tercih etmişlerdir.
Anlaşılacağı üzere erkeklerin kadınlar hakkındaki kilo tercihi sabit bir kararın değil, açlık hissinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Cüretkar bir ifadeyle söylersek bir erkeğin tercihi zayıf kadınlar olsa da açken hiç de öyle olmamaktadır. Bu sonucu evrim psikologları da teyit etmektedir. Çünkü geniş vücut ölçüleri yiyeceğin yakın olduğunun işaretidir.
İşte 2007 finansal krizine götüren hırs sanıldığı gibi piyasaların doğal dürtüsü değildir. Krize götüren, götürmeye sürdüren ve ileride de götürecek olan duygu açlık duygusudur. İnsanların paraya karşı duydukları açlık duygusu… Hırs bu duygunun ancak basit bir ekran koruyucusu olabilir, hepsi o…
İnsanları hırslandıran, paraya karşı duyulan açlık duygusudur ve insanlar bu duyguyu daima hissettikleri için de paraya karşı büyük bir saldırganlık içindedirler. Erkeklerin açken kilolu kadınları çekici bulması gibi paraya karşı duyulan sürekli açlık da finansal piyasaların daha riskli ve ölçüsüz olmasına neden olmaktadır. Yani hırs sadece bir günah keçisi, paraya duyulan açlık ise asıl suçludur.
İnsanlar inanmak için yaratıldıklarından ellerinde inanacak iyi bir sebep yoksa kötü sebeplere de kolaylıkla inanabilirler. 2007 krizinin ortaya çıkardığı aşırı riskli sistem ekonomistleri riski yaratan şeyin hırs olduğuna inandırmıştı. Çünkü elinizde alet olarak sadece çekiç varsa, tüm sorunlar size çivi gibi görünecektir.
Son olarak piyasalar için şunu söyleyebiliriz: Piyasadaki para ne kadar yüksekse insanların açlık seviyeleri de o kadar yüksek olacaktır. Erkeler içinse şunu: Açlık ve tokluk arasında gidip geldikleri sürece elbette ki bir ilişkiyi başlatan ve bitiren kadın aynı olmayacaktır.
1 yorum:
Tebrık edıyorum u.b.
Yorum Gönder