Her yıl bu zamanlar finansal piyasalarda eski bir mevsimsel oyun sahne alır. Emtiaların fiyatları türev piyasalarda yükselmeye başlar. Gıda, enerji ve diğer birçok emtiada artan fiyatlar beraberinde yüksek oynaklık ve hacim getirir. Bu tam da piyasaların istediği şeydir aslında. Son dönemlerde buğday, soya ve doğal gaz fiyatlarındaki aşırı artışı buna örnek gösterebiliriz. Fiyatlardaki aşırı artışın nedeni olarak daima aynı gerekçeler gösterilir. Olumsuz hava koşulları ve azalan üretim!.. Peki, gerçekten öyle mi?
Öncelikle her iki nedenin de klasik iktisat öğretisi açısından mantıklı olduğunu söylemek hatalı bir yaklaşım olmayacaktır. Şüphesiz ki olumsuz hava koşulları üretimin düşmesine neden olacaktır. Doğal olarak stoklar azalacak ve fiyatlar artacaktır. Her şeyin rasyonel olduğu dünyada klasik arz talep dengesi de başarıyla çalışmış olacaktır. Ama siz hala piyasaların rasyonel işlediğine inanıyor musunuz?
İnsanlık tarihinin en eski eserlerini ortaya çıkaran Japon arkeolog Shinichi Fujimura’ya tüm dünya minnettardı. O Japonya’nın gerçek kahramanlarından ve gurur abidelerinden biriydi. Lise mezunu olmasına ve arkeoloji konusunda yüksek eğitim almamasına rağmen, arkeolojiye düşkünlüğü onu 1980’lerin başından itibaren dünyanın en saygın arkeologlarından biri yapmıştı.
Japon tarihi yaklaşık 14.000 yıl gerilere gitmekteydi. Ama Fujimura’nın 1981 yılında bulduğu taş kutu bu tarihi tam 40.000 yıl geriye götürmüştü. Japonlar bunu büyük bir coşkuyla ve onurla karşılamışlardı. Fujimura, hiç kimsenin desteği olmadan büyük bir keşif yapmıştı. Eğitim eksikliği üniversitelerin ona destek vermemesi sonucunu yaratmıştı. Ama o büyük bir azimle Japon tarihini değiştirmişti. Artık kitapçılar bir reyonlarını komple Japon tarihine ayırmaya başlamışlardı. Fujimura, arkeolojiyi bir anda Japonya’da en popüler konusu yapmıştı. Sıradan bir insanın bu başarısı şüphesiz her türlü takdiri hak ediyordu.
2000 yılı Ekim ayında yapılan bir kazıda Fujimura ilk insanlara ait sanat eserlerine ulaştı. Bu taş parçaları en az 600.000 yaşındaydı. Japon tarihi 600.000 yıl geriye gitmişti. Bu muazzam bir şeydi. Aradan geçen 20 yıl içinde Fujimura yaptığı kazılarla Japon tarihini 600.000 yıl geriye götürmüştü. Fakat ne acıdır ki tüm bu kazıları tek başına yapmış, üniversitelerin desteğini almamıştır. Fujimura, bu keşifle dünyanın en eski insan yapımı eserlerine de ulaşarak arkeolojinin en önemli kişisi olmuştu. Tüm dünya bu amatör arkeoloğa derin bir saygı duyuyordu.
Fakat bu büyük keşiften sadece birkaç hafta sonra Mainichi Shimbun gazetesi Fujimura’nın olduğu üç resim yayınlar. Resimlerde Fujimura toprağa bir şeyler gömmektedir. Habere göre Fujimura’nın 20 yıl boyunca bulduğu tarihi eserler, kendi gömdüğü taklit eserlerdir. Tüm dünya şok olmuştur.
Fujimura her şeyi kabul eder. 20 yıl boyunca bulduğu ve uygarlık tarihini 600.000 yıl geriye götüren yaklaşık 60 eseri kendi elleriyle gömdüğünü söyler. Bu durum Fujimura’nın tüm kazılarını neden yalnız yaptığını da fazlasıyla açıklamaktadır. Fakat bundan daha düşündürücü olan hiçbir gerçek arkeoloğun bu eserlerin sahte olduğunun farkına varamamasıdır.
İşte Fujimura’nın bu acayip senaryosu her yıl bu aylar türev piyasalarda da oynanır. Kötü hava koşulları sonucu üretimin azaldığı söylenir ve fiyat artışlarına mantıklı bir zemin yaratılır. Oysa bu hiç gerçekçi değildir. Gerçek olan tek şey türev piyasaların casino’ya döndürüldüğü ve ekonomiyi düzenleyen politiklerin oynanan oyunu anlayamıyor olmalarıdır.
2006 yılı başında dünya gıda fiyatları artmaya başlar. Bir yıl içinde buğday fiyatları %80, mısır fiyatları %90 ve pirinç fiyatları %320 artar. 30’dan fazla ülkede sosyal ayaklanmalar olur. 200 milyondan fazla insan açlığa mahkum edilir. Bazı ekonomistler suçu Çin ve Hindistan’ın büyüyen orta sınıfına atarlar. Bazıları biofuel üretimindeki büyümeye. Bazıları ise daralan arza. Fakat Dünya Tahıl Konseyi 2008 yılında üretimin kriz döneminde azalmayıp arttığını açıklar. Bu açıklama bir anda kafaları karıştırır ve suçlunun kim olduğuna dair herkes birbirine bakmaya başlar. Garip ve gizemli fiyat hareketlerinin sebebi 2010 yılına kadar tam olarak öğrenilemez. 2010 yılında ortaya çıkan gerçek ise büyük hedge fonların, insanların ekmeğini oyun çipi haline getirmiş olduğudur.
2006 yılında yaşanan gıda krizinden bugün kimsenin ders almadığı ortadadır. Son günlerde açıklanan veriler ne tahıl, ne soya fasulyesi, ne de doğal gazda üretimin azaldığıdır. Tam tersi üretim tarihi seviyelerinde yüksektir. Fakat bu stoklara sahip olanlar, nihai kullanıcının yani sıradan vatandaşın daha yüksek bedel ödemesi için stoklarını saklamaktadırlar. Bu Fujimura’nın yaptığından farklı bir şey değildir. Stoğun azaldığı yalanını yayarak piyasalarda vurgun yapmaya hazır kısa ve uzun pozisyoncuları birbirleriyle savaşa sokmaktır. Bu savaş sonunda fiyatların artması ile ellerindeki stoğu çıkararak, yüksek bir getiri elde edeceklerdir. Tam da Fujimura’nın yaptığı… Sonucunda olan yine sıradan insana olacak ve hayati gereksinimlerine çok daha yüksek bir bedel ödeyecektir. Düzenleyici kuruluşlar ise her zamanki gibi bunun rasyonel olduğunu düşünerek seyirci kalacaklardır.
Tıpkı Fujimura’nın insanlık tarihini 600.000 yıl geriye götürmesi gibi bu tip finansal hareketler de piyasaları geri götürmektedir. Ama ne olursa olsun kazanan yine Fujimura’lar olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder