12 Ekim 2008 Pazar

Kredi Tahakkuk Swaplarından Kredi Kartlarına

Efsanevi Amerikalı yatırımcı Warren Buffett, yıllar önce, finansal türev ürünlerin ağır tahribat yaratacak silahlar olduğunu, taşıdıkları tehlikenin üstü bugün örtülü olsa da, öldürücü bir potansiyele sahip olduğunu söylediğinde pek az insan tarafından ciddiye alınmıştı.

Kredi Tahakkuk Swap’ları (credit default swap) hakkında krizin gelişim evreleri boyunca çok fazla şey söylendi. Ama hala bu gizemli türev ürünlerin, şu an çökmüş durumda olan finansal sistemdeki kritik rolü anlaşılabilmiş görünmemektedir.

Türev ürün, iki taraf arasında yapılan karşılıklı anlaşmaları ifade eden genel tanımlamadır. Karşı tarafların sahip oldukları riskleri birbirleriyle değişmeleri (swap), kontratların tutarsal büyüklüğü ve kontratların temsil ettiği varlıklar için baz alınan benchmark’lar üzerinden yapılmaktadır.

Tüm dünyada en çok kullanılan türev ürün, faiz swaplarıdır (interest rate swap). 530 trilyon $’lık pazarın yaklaşık %75’ini oluştururlar. Kredi tahakkuk swapları ise %10 paya sahiptir. Yani yaklaşık 53 trilyon $.

Birçok kuruluş, belli faiz oranlarıyla kullandıkları kredilerin içerdikleri faiz oranı artış riskinden korunmak için, faiz swaplarına başvururlar. Genellikle sabit ve değişken faizlere sahip olan taraflar arasında düzenlenirler. Böylelikle kredilerin yıllık maliyetlerini sabitlemiş olurlar.

Karşılıklı risk transferi içeren faiz swaplarının tersine kredi tahakkuk swapları, ikinci tarafın birinci taraftan satın aldığı bononun tahakkuk riskinin, üçüncü tarafa transferine izin veren finansal ürünlerdir. Bir yatırımcının yüksek getiri elde etmek amacıyla bir A şirketin çıkardığı bonolarından satın aldığını düşünelim. Yatırımcı vadesi geldiğinde A şirketinin ödemesi gereken faizi ödeyememesi ihtimaline karşı bonoları sigorta etmek isteyebilir. Bu durumda muhtemelen ratingi 3A olan bir B sigorta şirketine gider (muhtemelen AIG) ve belli bir ücret karşılığı bonolarını sigortalatır. Artık vadesi geldiğinde A şirketi yükümlülüklerini yerine getiremezse, yatırımcının tasa yapmasına gerek kalmayacaktır. Çünkü B sigorta şirketi A’nın ödemekle yükümlü olduğu tutarı yatırımcıya ödeyecektir.

Keşke teknik olarak bu kadar rasyonel olan bir anlaşma uygulamada da mümkün olabilseydi. İşlerin iyi gittiği bir ekonomide, şirketlerin iflas riski yüksek olmayacağı tahmini ve yüksek rekabet koşulları altında, yatırımcı sigorta bedeli olarak yüksek ücret ödemek istemeyecektir. Sözleşme tutarının %1’i yeterli olacaktır mesela. 100 milyon $’lık bono için 1 milyon $ sigorta ücreti. Son derece mantıklı. Tabi işler iyi giderse. Dünyanın topyekün bir krizin içine sürükleneceği kimsenin aklına o aşamada gelmemişti. İşte düşünülmeyen ihtimal gerçekleşince, şirketler ardı ardına iflas etmeye başladı. 1 milyon $ sigorta ücreti karşılığı sigortalanan 100 milyon $ tutarındaki bono, faizi ile birlikte geri ödenmek zorunda kaldı. İşte AIG’yi de batıran öngörülemez gerçek buydu.

Şirketleri iflasa sürükleyen bonoların tamamına yakının mortgage kredilere ve gayrimenkullere bağlı olduğunu da belirterek, sistemin neden çöktüğünü satır başlarıyla bir kere daha belirtelim.

-Gayrimenkul fiyatlarının gerilemesi mortgage bazlı menkul kıymetlerin (MBS) değerini düşürdü.

-Enron’un çöküşünden sonra hayata geçirilen muhasebe kuralları gereğince, varlıklardaki kayıpların açıklanması gerekiyordu. Şirketler tüm portföylerinin değerini düşen piyasa değerlerine çekmek zorunda kaldılar.

-Mali tabloların doğası gereği, varlıkların değerindeki her düşüş şirket sermayesinden azaltma gerektiriyordu. Finansal gücü gösteren şirket sermayeleri giderek azalmaya başladı.

-Şirket sermayeleri geriledikçe, Standart&Poors ve Moody’s gibi rating şirketleri 3A olan ratingleri düşürmeye başladılar.

-Ratingler düştükçe şirketlerin sermaye ve likidite gereksinimi artmaya başladı.

-Yatırımcıların azalan güveni sonrası gerekli likidite ve sermaye ihtiyacı karşılanamazken, varlıkların fiyatı daha da gerilemeye devam etti.

Ve sistem komple çöküşe geçti.

Görüldüğü gibi, sorun ne sadece mortgage bazlı bonoların fiyatının düşmesi, ne de şirketlerin tahakkuka düşmesi. Sorun yetersiz teminatlandırmanın yarattığı karşılıklı güven bunalımı.

İşte yarından itibaren, Avrupa ve Amerika Merkez Bankaları, bozulan güveni yeniden inşa etmek için finans kuruluşlarına sermaye takviyesinde bulunacaklar. Bankalar arası piyasaların donması ve kredi tahakkuk swaplarının çalışmaması iki önemli problem olarak öne çıkmakta. Buralardaki tıkanıklığın giderilmesi, sistemin yeniden işlemeye başlayacağı beklentilerini oluşturuyor. Şirketlerden oy hakkı içermeyen kar payı imtiyazlı hisse senetleri satın alınması yoluyla yapılacak sermaye aktarımları gerçekten problemleri çözer mi?

Bunun cevabını yakında hep beraber göreceğiz.

Finansal sektöre kaybolan güven onarılsa da, yeni dertler kapıda bekliyor. Artan tahakkuk oranları ve borç yükü, 950 milyar $’lık kredi kartı pazarını da tehdit etmeye başladı. Tüketici borçlarının oluşturduğu bombanın şarapnelleri, Amerikan ekonomisin temel zayıflığını oluşturmaya devam ediyor.

Kredi kartı pazarındaki iki büyük firma JPMorgan ve Bank of America, sıkıntılı müşterilerin borçlarını geçen seneden bu yana yapılandırmaya başladılar bile. Ama atılan doğru adımlar şüpheleri azaltmaya yetmiyor. Çünkü kredi kartı borçları üzerine inşa edilen menkul kıymetlerin toplam tutarı 365 milyar $’ı bulmuş durumda.

12 trilyon $’lık mortgage pazarının yanında küçük gibi görünse de, kredi kartı pazarının sıfır teminat içermesi tahribatın epeyce fazla olacağını gösteriyor. Şu an toplam borçların %30’u riskli müşteriler üzerinde yer alıyor. Washington Mutual’ın kredi kartı portföyünün %45’inin subprime müşteriler üzerinde olması, yeni patronu JPMorgan’ı oldukça tedirgin ediyor. Ülkenin ikinci büyük kredi kartı ihraççısı Bank of America, 3. çeyrek rakamlarında 184 milyar $’lık bakiyenin 3 milyar $’lık kısmının battığını açıkladı. Bu önceki yıla göre %50 artış anlamı taşıyor. Varlıklı müşterilere kart satan American Express’in kredi kartı zararı ise 810 milyon $’dan 1.5 milyar $’a çıkmış durumda. AmEx de kart limitlerini düşürmeye başladı.

Bankaların krizden ne kadar yara aldığını göreceğiz.


1 yorum:

Admin dedi ki...

Paylaşım için teşekkürler. Ben de faturalı hatta kredi araştırması yaparken buldum. İşime yaradı.