7 Ekim 2008 Salı

İzlanda'da Ekonomik Kriz

İzlanda, buzulları çağrıştıran adına rağmen zengin jeotermal enerji kaynaklarıyla tanınan, 300.000 nüfuslu bir ülke. Öğrencilere uçak biletlerinin indirimli satılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının fazlalığı, deniz memelileri için yapılan birçok araştırma merkezi İzlanda'yı dünyanın gözünde sempatik bir konuma getirmiştir. Özgürlüğün asi sesi Björk'ü de unutmamak gerekiyor tabi. Ama şu sıralar Amerikadan bulaşan finansal soğuk algınlığı ülkeyi berbat bir hastalığın içine sokmuş durumda.

2007 yılı itibariyle, Bireysel Gelişim İndeksine (Human Development Index) göre dünyanın en gelişmiş ülkesi. Kişisel gelire göre de dünyanın en verimli 4. ülkesi. Amerikadan daha hızlı bir finansal çöküş yaşayan ülke bu hale nasıl geldi?

İzlanda kronu son bir yıl içinde Euro karşısında %80 değer kaybetti. Geçen yıl 1 pound 130 Kron'ken şu an 205 Kron. Muhtemelen yakında 300 Kron olacak. Kron'un ratingi Zimbabve ve Turkmenistan paralarının hemen üstünde yer alıyor. Faiz oranı %15.5 düzeyinde.

Ülkenin finansal düzenleyici kurumu, aktif büyüklüğü 33.4 milyar Euro (2007 yılı sonu itibariyle) olan ülkenin 2. büyük bankası Landsbanki'ye bugün el koydu. Ülkenin 3. büyük bankası Glitner'e ise geçen hafta el konmuştu. İzlanda'nın en büyük bankası Kaupthing'e ise hükümetin likidite penceresi sonuna kadar açılmış durumda.

Ülkeyi yıkıma götüren sebeplerin başında özel sektörün boçlanması geliyor. Özel sektörün kullandığı kredilerin milli gelir oranı %435. Kıyaslama yapma açısından, aynı oran, şu anda en riskli ikinci ülke kabul edilen Güney Afrika Cumhuriyeti'nde %93. İzlanda'nın milli geliri 10.2 milyar, döviz rezervi ise 3 milyar $.

İzlanda bankaları, son iki yıldır mortgage pazarı ve firmaların yurtdışı satınalmalarını finanse etmek için borçlanmalarını epeyce arttırmışlardı. Mortgage balonunun sönmesi bankaları borçlarını ödeyemez duruma getirdi.

Hükümete göre ise, spekülatörlerin kısa pozisyon aldıkları İzlanda Kronu ve hisse senetlerinden kar elde edebilmek için bankacılık krizi üzerine geliştirdikleri asılsız söylentiler çöküşü hazırladı.

Her ne kadar hükümetin tespiti doğru olsa da bazı gerçeklerin arkasına saklanıldığı da açıktır. Firmalar son dönemlerde para bulamadıklarından dışarıdan gıda ve ihtiyaç maddeleri ithal edememekteydi. Bu durumun halk üzerinde yarattığı endişeler insanları stokçuluğa sevk etmişti. Artan işsizlik, yükselen kredi faizleri, düşen gayrimenkul fiyatları da ülkenin batışını hızlandırdı.

Bir İzlanda gazetesinde, parasını Landsbanki'den çeken bir vatandaşın sözleri yer alıyordu: "Artık paramı İzlanda bankalarına yatırmayacağım, HSBC'yi düşünüyorum."

İzlanda'nın yardım çağrısına, tarihsel komşuları İskandinavlar, kendi problemleri nedeniyle cevap veremediler. 4 milyar Euro'luk yardımıyla Rusya ülkeyi rahatlatsa da, bunun uzun süreceği olası gözükmüyor. Amerika, İngiltere ve IMF yardımının gecikmeyeceği düşünülüyor. Rusya'nın yardım miktarının artması, arktik bölgedeki petrol rezervlerini kontrol etmesi anlamı taşıyacaktır ki, Gürcistana yardım eden Amerikanın buna izin vermesi mümkün gözükmüyor.

Bugün internetteki rus gazetelerinden birinde, hükümetin kredi piyasasını canlandırmak için bankacılık sistemine 36 milyar $ enjekte edeceği yazıyordu. Hemen altta da bir anket vardı. Bu ekonomik krizden dünyayı kimin kurtaracağı soruluyordu. Rus halkının %43'ünün düşüncesi aynı noktada birleşiyordu: "Ümit yok, kimse kurtaramaz!"

Hiç yorum yok: