16 Şubat 2009 Pazartesi

Ekonomik büyüme neden önemlidir?



Japon ekonomisi son 35 yılın en büyük düşüşünü yaşıyor. Amerika ve Avrupa’da derinleşen krizin ülke ihracatını olumsuz etkilemesi, ekonominin 2008 yılı içinde %12,7 küçülmesine neden oldu. Beklentiler 2009 yılının ilk çeyreğinde de negatif yönde.

Resesyon ve işsizliğin giderek artması endişeleri de arttırıyor. Peki, ülkelerin ekonomik büyümesi bireyler açısından neden önemlidir? Bu can alıcı sorunun cevabına geçmeden ekonomik büyümenin ne olduğunu kısaca özetleyelim.

Ekonomik büyüme nedir?

Gayri safi milli hasıladaki yıllık artışa ekonomik büyüme deniyor. Yani bir ülkede bir yıl içinde üretilen mal ve hizmetlerin piyasa fiyatlarıyla toplam değerindeki dönemler içindeki artış.

Ekonomi nasıl büyür?

Gayri safi milli gelirin bir yıldan diğerine artış göstermesi, tüketicilerin harcadıkları paranın artmasıyla yakın ilişkilidir. Eğer insanlar daha çok harcarlarsa, şirketler daha çok mal satarlar ve bu da onları daha fazla üretmek için kamçılandırır. Bireyler, şirketler, hükümetler veya yabancı ülkelerdeki insanların o ülke mallarına karşı olan istekleri talebi artıracağından, üretim de artacak ve ekonomi büyüyecektir.

Şu anda dünyadaki en büyük tehlike, harcamaların azalmasındaki güçlü trend olarak görülmektedir. Bankaların kredileri azaltması/durdurması, insanların harcama yapma konusundaki şüphelerini arttırıyor. Harcamaların düşmesi bir bakıma resesyonun gerçek tanımı anlamına geliyor.

Ama harcamaların artması sürdürülebilir ekonomik büyümeyi her zaman getirmez. Eğer bir ülkenin ekonomik kapasitesinin üzerinde harcama yapılırsa, bu enflasyonun körüklenmesi ve ekonominin patlama noktasına getirilmesinden başka bir şeye hizmet etmeyecektir.

Sürdürülebilir büyüme yani büyümenin yıllar itibariyle devam ettirilmesi için anahtar elementler yatırım ve verimliliktir. Mühendislerin yeni ürünler ve verimli yöntemler geliştirmesi, halkın da doğru alanlara yatırım yapması, uzun dönemli büyümenin en etkili reçetesidir.

Ekonomik büyüme neden herkesi zengin etmez?

Hükümetler için ekonomik büyüme çok önemlidir. Vatandaşlar yükselen işsizlik ve düşen gelirler nedeniyle endişelenmeye başladıklarında, politikacılar da yeniden seçilme endişesi yaşarlar. Bu nedenle ekonomik büyümeyi sürekli kılmak isterler. Eğer yaşam standartları giderek artarsa, nüfus artar; artan nüfus da üretim ve tüketimi yeniden arttırarak uzun dönemli büyüme sağlamış olur.

Peki sürdürülebilir büyümeyle, zenginler fakirleştirilmeden fakirliğin hafifletilmesi mümkün olur mu? Şüphesiz bu belli bir noktaya kadar mümkündür ama sınırsız değildir. Çünkü bunu engelleyen çok önemli bir kısıt vardır ekonomik büyümenin içinde. İşçi ücretleri artmaya başlayınca yani zenginlik fakirlere doğru dağılmaya başladığında, muhafazakar zenginler, vergilerin yüksek olması nedeniyle yatırım yapamadıklarını bahane ederek kendi üzerlerindeki vergiyi azaltırken ücretliler üzerindeki vergiyi arttıracak, böylece büyümenin paylaşılmasındaki paralelliğin önüne geçeceklerdir.

Görüldüğü gibi ekonomik büyüme, ekonominin gizli eli tarafından ustaca yaratılmış bir kavram. İki yönünün keskinliği de birbirinin aynı.

Hiç yorum yok: