25 Şubat 2009 Çarşamba

Japonya çöküyor mu?


Genelde Çin’deki bozulma üzerine odaklanılması, Japonya’nın çöküşünün gözden kaçırılmasına neden oluyor.

Dünyanın ikinci büyük milli gelirini yaratan Japonya, finansal krizin iyice derinleştiği şu günlerde uçurumun eşiğine gelmiş durumda. Uzun süredir güçlü ihracatı ve giderek sönükleşen iç talebiyle iki tekerlek üzerinde yol alan Japonya, şimdilerde oldukça negatif bir gidişat sergiliyor. Güçlü yen ve azalan ihracat küçülme hızını giderek arttırıyor. Japon ekonomisi nereye gidiyor?

Resesyonun şiddetine dayanamayan ihracattaki büyük gerileme, global krizin en büyük kurbanını yaratmak üzere. Dış piyasalara olan aşırı bağımlılık, ekonominin kırılganlığını arttırıyor. Son on yıldır ihracatla maskelenen iç talep yetmezliği küçülmeyi hızlandırıyor. Özellikle araba, makine, elektronik ve yarı iletken endüstrilerine karşı azalan talep en önemli belirleyiciler olarak öne çıkıyor.

Bugün açıklanan rakamlar ürkütücü boyutta. Dış ticaret açığı Ocak ayında 9.9 milyar $ olarak gerçekleşti. İhracatın önceki yılın aynı ayına göre azalış oranı %45.7 gibi katastrofik bir rakam. Analistler Cuma günü açıklanacak fabrika üretimi verilerinde %10 düşüş öngörüyor. Kurumsal devler Sony, Nissan, Hitachi ve Toyota’nın binlerce işçi çıkarmasıyla II. Dünya Savaşı yıllarına yükselen işsizlik rakamı ise diğer bir önemli tehlike.

Güçlenen yen, Japon ihracatçıları strese sokuyor. Bu da rekabeti oldukça zorlaştırıyor. ABD ve Avrupa Birliği gibi iki büyük alıcının düşük iç talepleri, Japon mallara karşı ilgiyi azaltıyor. ABD’ye ihracat %53 düşerken, toplam araba ihracatı %81 geriledi. Global talepteki daralmanın şişirdiği stoklar, fabrikaları atıl vaziyette bekler hale getirmiş durumda. 2008 yılındaki %12,7 oranındaki küçülme ise son 35 yılın en kötü performansı.

Geçen hafta açıklanan sıfır faizli bono planlarından sonra Ekonomi bakanı Yosana, Tokyo borsasını canlandırmak üzere yeni bir önlem alacağını açıkladı. Hisse senetlerindeki düşüşün önüne geçmek için bir fon kurulacak. Fonun görevi borsadan hisse senedi satın almak olacak. ABD ve İngiltere’deki de facto kamulaştırmanın farklı bir modeli denilebilir. Akla hayale gelmeyecek en alışılmadık önlemlerle çözüm arayışı gün geçtikçe artıyor.

İkinci yılını dolduran kriz herkesi en güçlü silahıyla vurmaya devam ediyor. Japon ekonomisi de buna katılmış durumda. Bir zamanlar büyük gıptayla izlenen Japon ihracatı şimdi ülkenin geleceğini tehdit ediyor.

Hiç yorum yok: