Altın fiyatları yükselmeye devam ediyor. Yatırımcıların, fiyat değişimlerini en kolay öngörebildikleri varlıkların başında altın geliyor. Çünkü rezerv para ilişkileri, piyasadaki para hacimlerini ölçerek öngörü yapmayı kolaylaştırıyor. Böyle olunca da altının yönü çoğu zaman yatırımcıları şaşırtmıyor. Fakat piyasa dengesi açısından bakıldığında altının fiyat hareketini neyin sağladığı açık değildir. Klasik ekonomi teorisi arz ve talebin bunda etkili olacağını söylüyor. Peki bu arz ve talebi neden göremiyoruz? Yoksa hala Hindistan’daki düğün sezonu klişelerine inanmaya devam mı etmeliyiz?
Altının değerli olduğunu karşı duyulan büyük güven son yüz elli yıl içinde değişmediğine göre tarihsel bir yolculuk yaparsak altının değerinin nasıl oluştuğunu belki anlayabiliriz. Altın üzerine spekülatif işlemler, doların Amerika’da piyasaya çıkmasıyla başlar. Samuel Gilpin, finansal işlemlerin merkezi Manhattan’ın aşağı mahallelerinde küçük bir kahvehane işletmektedir. Henüz borsanın bile kurulmadığı 1863 yılında Gilpin’in aklına dahiyane bir fikir gelir. Kahvehanesine gelen finansçıları sürekli seyreden Gilpin kendi kendine şöyle der: “Neden olmasın?”
Kahvehanenin arkasındaki bir odayı altın spekülatörlerine tahsis eder. Oda sıradan döşenmiş ve basit bir görünümdedir. Tek dekoratif yanı bir kaseye damlayan suyun çıkardığı sesin altın para gibi şangırdamasıdır. Spekülatörler odaya altın oda adını verirler. Odaya talep giderek artmaktadır. Ülkenin en büyük üretici, satıcı ve brokerları tekliflerini birbirlerine vererek altının fiyatını oluşturmaya başlarlar. Herkes oluşan bu fiyattan ertesi gün altın alışverişini yapmakta, akşam herkes yine altın odada toplandığında, yeni fiyatı oluşturmaktadırlar. İşler Gilpin açısından oldukça iyi gitmektedir. İçecek satışları artmıştır. O anda Gilpin’in aklına dahiyane bir fikir daha gelir.
Gilpin, altın odanın duvarlarından birine kolla çalışan bir numaratör koyar. Böylece oluşan son fiyat numaratöre aktarılarak herkesin görmesi sağlanır. Bu, altın odadaki gürültüyü bir miktar azaltır. Fakat Gilpin’in dehası bu değildir. Gilpin, numaratörü öyle bir duvara yerleştirmiştir ki, numaratörün bir yüzü de sokağa bakmaktadır. Artık herkes Gilpin’in kahvehanesinin önünde toplanmaya başlamıştır. Gilpin sanki bir borsa gibi kahvehanedeki fiyatları halka duyurarak insanları altın üzerine bu fiyatlardan yatırım yapmaya teşvik eder. Numaratörde oluşan fiyatlar bir süre sonra tüm halkı altın piyasasının içine çeker. Gilpin bir taşla iki kuş vurmuştur. Artık içecek servisi dışarıya da yapılmaktadır.
Gilpin’in yarattığı büyük hücumun kendi aleyhine dönmesi uzun sürmez. Hem altın oda, hem de dışarısı artık kitleleri taşıyamaz hale gelir. Birkaç ay içinde ilk altın borsası olan New York Altın Borsası yan sokakta büyük bir binada açılıverir.
150 yıl sonra bugün bakıldığında altının fiyatının oluşumu arka taraflarda bir altın odanın olduğunu hala gösterir gibidir. Geçen yıl zerohedge adlı internet sitesi tarafından yayınlanan wikileaks belgelerinde Çin’in bir taşla nasıl iki kuş vurduğu çıklanmıştır. Avrupa ve ABD altın fiyatlarının yükselmemesi için altını baskı altında tutarken Çin sürekli altın satın alarak piyasadaki altın miktarını azaltıp fiyatını yükseltmekte, aynı zamanda da doların rezerv para gücünü kırmaya çalışmaktadır. Çin’in bu hareketi diğer ülkeleri de altına yönlendirmekte ve en yüksek altın rezervi kendilerinde olduğu için de para birimleri yuanı güçlü tutmaktadırlar.
İşte altın odanın içindeki görünüm budur. Dışarıdakiler ise 150 yıl önce olduğu gibi içeride oluşan fiyatı görüp oyuna katılmaya devam etmektedirler. Dışarıya içeçek servisi ise maalesef sona ermiştir!
1 yorum:
Altındaki yükselen çarkı kırdı ABD acaba sırada Doları yukarı yönlü ateşlemenin ön hazırlıklarımı var, 2014 yılında 2012 yılındaki yazınıza yorum yazmak abes gibi durabilir ama tüm yazılıranızı sondan başa okumaya çalışıyorum, ellerinize sağlık.
Yorum Gönder