Ülkelerin ekonomileri genellikle yöneticilerin yarattıkları hikayeler ile yönlenir. Hikayelerin psikolojik güçlerini bilenler bu yöntemi etkili bir politik silaha döndürmekte uzmandırlar. Fırsatlar ülkesi Amerika, gelişmişlik ve refah ülkeleri Avrupa Birliği ve Japon mucizesinin yarattığı “Japon As Number One” gerçeği. Bugün ise bu üç yerde de tarihlerinin en büyük ekonomik başarısızlıkları hüküm sürüyor. Hikayelerin gücünden eser kalmamış gibi. Ülkelere kısa zamanda büyük bir refah getiren ama bunu sürdüremeyip ardından büyük bir çöküşe döndüren hikayeler nasıl yaratılıyor? Daha kısa söylersek ekonomi masalı nasıl yaratılıyor ve hepsinden önemlisi bir ekonomi masalını nasıl anlarız?
Araştırmacı Stephanie Finnel 2006 yılında bir makale yazar. Bir zamanlar zengindik (once upon a time: we were prosperous) adlı makale Meksika’nın eski başkanlarından Portillo’nun 1976-1982 yılları arasındaki ekonomik yükseliş ve çöküşünü anlatır. Portillo’nun, ülkesini nasıl ezilenlerin güçlülere ve küstahlara karşı kazandıkları büyük zaferin başrol oyuncusu haline getirdiğini analiz eder.
Portillo’nun hikayesi 1965 yılında yazdığı ve kıyamet günü dirilecek olan bir Aztek tanrısının adını verdiği Quetzalcoatl adlı kitap ile başlar. Kitap, Portillo’nun 1976’daki seçiminden önce yeniden basılır ve zengin Meksika’nın hikayesine dönüşür. Hatta Portillo’nun uçaklarına bile bu adlar konur.
Aslında Meksika’nın tüm başarı hikayesi iki rastlantısal olaya bağlıdır. Bunlar, Meksika’da bulunan petrol yatakları ve 1979’da petrol fiyatlarında görülen artıştır. Bulunan rezervlerin abartılarak halka sunulması, insanların Meksika’nın Suudi Arabistan’dan sonraki en büyük üretici olacağı fikrine inanmasına neden olur. Artık Meksika’nın hayatı petrol üzerine şekillenmeye başlamış ve ülkeyi yönetenler zengin bir ülkeyi yönettikleri düşüncesi ile hareket etmeye yönelmişlerdi. Bunun sonucunda da ülkenin milli geliri Portillo’nun başkanlığı döneminde %55 artmıştı. Ekonomi balonu artık daha fazla şişirilemeyecek noktaya kadar şişmişti. İşte her şey o anda oldu.
Portillo’nun görevinden ayrıldığı 1982 yılına gelindiğinde ülke tarihinin en kötü dönemlerinden birine girmişti. Enflasyon %100’lere dayanmış ve işsizlik had safhalara çıkmıştı. Hırsızlık, yolsuzluk ve ekonomik suçlar ülkenin yeni hikayesine dönüşmüştü. Yeraltında olduğu varsayılan petrolleri çıkarmak için büyük krediler alan Portillo ülkeyi derin bir borç batağının içine sokmuştu. Petrol fiyatlarının düşmesi ile de ülke tam anlamıyla kaosa sürüklenmişti.
Portillo’nun hikayesindeki tüm varsayımların hatalı olduğu yıllar sonra ortaya çıkmıştı. Çünkü Meksika’nın petrol rezervleri sanıldığı kadar yüksek değil, dünya toplamının %1’inin bile altındaydı. Hikayeyi bugün bile hatırlayanlar nasıl inandıklarına hala hayret etmektedirler.
Masalların yaratılmasında görülen en büyük düzensizliğin, ekonomik başarıların abartılı biçimde açıklanması ve yorumlanması olduğu bugün artık kanıtlanmış bir olgudur. Fakat yine de hikayelerin gerçeğin yerine geçmelerine engel değildir. Bugün artık ekonomik hikayeler ekonominin gerçekleri olarak algılanmaktadır. 2000’lerde yaşanan Avrupa Birliği, dotcom ve mortgage hikayeleri de geleceğin ekonomik gerçekleri olarak öne sürülmüştü. Fakat sadece birkaç yıl içinde her üçü de büyük enkaza dönüşmüştü.
Peki sıradan insanlar her gün karşılaştıkları ekonomi haberlerinin gerçek mi yoksa abartılmış hikaye mi olduklarını nasıl anlayabilirler? Bu soruya geniş de olsa bir yanıt veren Ronald B.Tobias’ın 20 Master Plots adlı kitabına bakmak yerinde olacaktır. Tobias bu kitapta hikayelerde kullanılan 20 temel tema olduğunu söyler. İşte Tobias’ın belirttiği bu 20 hikaye teması: “Arayış, macera, takip, kurtarma, kaçış, intikam, sır, rekabet, mazlumluk, şeytana uyma, büyük dönüşüm, değişim, ustalaşma, aşk, yasak aşk, fedakarlık, keşif, aşırı sefalet, yükseliş, düşüş.”
Siz siz olun; eğer ekonomi haberlerinde bu 20 temadan birine rastlarsanız, haber değil masal dinlediğinizi daima hatırlayın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder