18 Eylül 2012 Salı

En iyi romanı iyi ki sen yazmadın!?

Ekonomist Nouriel Roubini piyasaların çok bilinmeyen bir özelliğini afişe ederek eleştirilerine devam etti. Özellikle hisse senedi piyasalarının hem iyi hem de kötü haberlere sevinmeye başladığını belirterek bunun sağlıklı olmadığını savundu. Aslında son dönemlerde piyasa oyuncularının kayıtsızlıklarını iyice arttırmış olmaları ve kötü haberleri de bir alım fırsatı olarak değerlendirmeleri önemli bir konu. Bu tutumun arkasındaki psikolojinin, yatırımcılara büyük hayal kırıklıkları yaşatmadan bilinmesi büyük bir hassaslık içermektedir. Peki piyasaların bu tutumu nereden kaynaklanıyor?

Normal işleyen bir piyasa içinde olumsuz haberlerin satış fırsatı, olumlu haberlerin ise alım fırsatı olarak değerlendirilmesi gerekir. Fakat piyasaların giderek daha fazla irrasyonel olduğu düşünüldüğünde bu yapının da değişmiş olmasına şaşmamak gerekiyor. Lehman Brothers’ın çöküşü, Yunanistan’ın iflası, konut piyasasının birçok ülkede sönmesi gibi büyük katastrofik olaylardan yıkılmadan çıkan küresel piyasalar artık olumsuz olayları büyük bir sorun olarak görmüyor. Piyasaların bu davranış şekli insan psikolojisinin 80 yıla yakın bir süredir bildiği Halo effect (hale etkisi) adlı olgunun sonucudur.

Halo efekt, eğer kişinin iyi bir özelliği varsa diğer bazı kötü özelliklerinin olduklarından daha iyi değerlendirilmesini ifade eder. Basitçe ilk izlenime verilen önem ile de anlatılabilir. İşte küresel ekonominin son beş yıldır yaşadığı büyük krizlerden bir şekilde sıyrılabilmesi yatırımcıların artık küçük olayları dert etmemesine neden olmaktadır. Bu nedenle artık olumsuz haberler bir satış değil alım fırsatı gibi görünmektedir.

1991 yılında intihar eden bol ödüllü Polanyalı romancı Jerzy Kosinski’yi hatırlayanlar olacaktır. Birçok kitabı dilimize de çevrilen Kosinski’nin en önemli romanlarından biri The Steps (Adımlar, E yayınlar, 2000) adlı eseridir. Kitap 1969 yılında ABD’de en iyi kitap ödülü alma başarısını göstermiş ve 400.000’den fazla satmıştır. Politika, modern kültür ve ahlakın gizli etkileşimlerini çarpıcı bir kurguyla anlatan kitap bugün bile dünyada en çok okunan romanlardandır.

Kitabın ödüle layık görülmesinden birkaç yıl sonra sıradan bir irrasyonel deha kitabın aynısını yeniden yazar ve üzerine herhangi bir isim belirtmeden yayınevlerine gönderir. Yazar adı olarak kendi adını ekleyen kişi kitabı ülkenin en büyük 14 yayınevine gönderir. Kitap birebir The Steps’in kopyasıdır. Tek sözcüğü bile farklı değildir. Sadece üzerinde yazar adı olarak Kosinski yazmamaktadır. İrrasyonel deha bu 14 yayıneviyle yetinmeyerek ayrıca ülkenin en önemli 13 edebiyat ajansına da gönderir. Sonra da yanıtları beklemeye başlar.

Bu irrasyonel deha Chuck Rose adlı evlere kablo TV pazarlaması yapan bir kişidir. Hayatı boyunca yazar olmak istese de yayınevlerinden hep olumsuz yanıt almıştır. Sonrasında da bu deneyi yapmaya karar vermiştir.

Literatüre Kosinski Deneyi olarak geçen bu deneyde yanıtların tamamı geldiğinde inanılması zor bir sonuç ortaya çıkar. 14 yayınevi ve 13 edebiyat ajansının tamamı kitabı yayınlanmaya değer bulmazlar. Üstelik hiçbiri bu kitabın daha önce yayınlandığını bile fark etmemiştir. Chuck Rose bu sonucu şöyle eleştirir: “Kosinski, kitaplarının üzerinde kendi adı yazmadığı sürece kendisi kadar iyi bir yazar değildir.”

Bugün finansal piyasalar da ABD’li editörlerin gösterdiği kayıtsızlığı gösterir gibidir. Olumsuz haberler de olumlular gibi bir alım fırsatı gibi görülmektedir. Bu fenomenin tuzağına düşmemek için kararları tek bir örneğe dayandırmadan vermek önemlidir. Piyasaların aurasını tek bir olaya dayanarak değil de tüm özelliklerini tek tek göz önüne getirerek kararlar verilmelidir. Verilerin tamamını incelemeden nihai karar oluşturulmamalıdır.

Yani kısacası en iyi romanı siz yazsanız da üzerinde Kosinkski yazmıyorsa yayınlanmayacağı gibi piyasaları yukarıya doğru harekete geçiren her haber de olumlu değildir. O nedenle yükselişin uzun sürmesi beklenmemelidir.

Hiç yorum yok: