Rogers Komisyonu kazanın nedeniyle ilgili raporunu 9 Haziran 1986
tarihinde açıklar. Kazaya yakıt tankında yer alan küçük bir yuvarlak halkanın
sebep olduğu belirlenir. Feynman’ın bulgusu da bu yöndedir ama komisyon raporu
hazırlarken Feynman’ın tuhaf fikir ve araştırmalarını kullanmadıklarını ve
rapora koymadıklarını belirtir. Bu şaşkınlık verici bir durumdur. Dünyanın en
iyi fizikçisinin fikirleri neden rapor konusu dışında bırakılmıştır?
Davranışçı Finans’ın çığır açıcı kitaplarından biri Jonah Lehrer’in Proust was a Neuroscientist (Proust bir sinirbilimciydi) adlı
eseridir. Lehrer bu kitapta, bugün davranışçı finansın araştırma alanına giren
sinirbilimi ile ilgili birçok bilimsel tespitin Fransız yazar Marcel Proust,
Stravinsky veya Walt Whitman gibi sanatçılar tarafından yapıldığını anlatır. Bilimin
köklerinin toplum içinde olduğuna işaret eder. İşte Feynman’ın tespitlerinin
Rogers raporunda dikkate alınmamasının nedeni de burada saklıdır. Feynman bir
fizikçi gibi değil, risk yöneticisi gibi hareket etmiş ve çağının 30 yıl
ötesindeki düşünce şekli, komisyondaki diğer bilim adamları tarafından algılanamamıştı.
Dünyanın en ilham verici fizikçisi Feynman bir risk yöneticisiydi. Ve 1986
yılında NASA’da yaptığı araştırmalarda sadece Challenger’in düşüş nedenini
değil, aynı zamanda 2007 yılında başlayan küresel finansal krizin nedenini de
tespit etmişti.
Feynman’ın dehası
Feynman, üst yöneticilerden mekiğin büyük bir kazaya uğrama ihtimalinin
yüzbinde bir olduğunu öğrenir. Feynman bu orana gülümseyerek şu karşılığı
verir: “Bu çeşit bir risk değerlendirmesi kazadan sonraki 274 yıl içinde her gün
uzaya yeni bir mekik göndermek ile aynı olasılık değere eşit. Peki öyleyse kaza
nasıl gerçekleşti?”
Feynman, mekiğin büyük bir hasara uğrama olasılığından geri giderek
her bir küçük parçanın başarısızlık riskinin ne olduğunu araştırır. Aldığı cevaplar
yüzmilyonda bir şeklindedir. Feynman böyle bir sayının bilimsel kesinlikle
hesaplanmasının mümkün olmadığını söyler. Bu durumda mekiğin yüzbinde bir
olarak ölçülen düşme riski iyi niyetli bir yönetim yaklaşımından öteye bir şey ifade
etmeyeceğini düşünür. Yani rakam çılgın bir hayaldir. Ona göre mekiğin düşme
ihtimali yüzde birdir.
Feynman bu kez mühendislere aynı soruyu sorar: “Mekiğin düşme ihtimali
nedir?” Mühendislerin cevabı ellide bir ile yüzde bir arasında değişir
şeklindedir. Feynman mühendislerden gelen cevapla hem kendi olasılığının doğru
olduğunu, hem de yöneticilerin mühendislerle görüş alışverişinde bulunmadığını
anlar. Ona göre kaza bilimsel değil ahlaki bir başarısızlıktır. Risk rakamları sadece
halkı rahatlatmak için kullanılmaktadır.
Feynman, bir şeyin özünü anladıysak onu her düzeyde anlayabiliriz
demişti. Yıllar önce Challenger kazası için ortaya koyduğu gerçekler 2007
yılında başlayan ve hala devam eden finansal krizin de nedenini açıklamaktadır:
Risk yönetimindeki başarısızlık!
Son derece karmaşık finansal enstrümanların, bilimsel olduğu savunulan
matematiksel risk yönetim teknikleri ile yönetileceği düşünülmüştü. Her enstrüman
için milyonda hatta milyarda birlerle gösterilen olası başarısızlık rakamları
sunulmuştu. Halka ilişkiler bu bol sıfırlı rakamları insanlara sıfır riskli
olarak göstermişti. İnsanlar, tarafımca “sıfırlama etkisi” adı verilen bir
efekt ile etkisizleştirilmişti. 9,98 rakamının 10’a yuvarlanması gibi milyonda
birlerle ölçülen olası başarısızlık rakamları sıfıra yuvarlanmış ve sıfır
olarak algılanmıştı. Bir ayının sizi ısırma ihtimali milyonda birdir dendiğinde
bunu sıfır olarak algılamayacak insan pek yoktur herhalde. İşte, bu algılamanın
sonucunda tarihin en büyük finansal
krizi yaratılmıştı.
Öte yandan risk yöneticilerinin tıpkı NASA’daki yöneticiler gibi
gerçeklerden haberdar olmadığı, ürünlerin doğalarını ve gerçekte ne tür riskler
yaratabileceklerini bilmedikleri ortaya çıkmıştır. Liar’s Poker adlı kitapta
hikayesini öğrendiğimiz ve mortgage finans sisteminin babası (godfather) olarak
kabul edilen Salomon Brothers adlı eski bir yatırım bankasının başkan
yardımcısı Lewis Ranieri, yıllar sonra verdiği bir demeçte, mortgage bonoları
ile ilgili olarak, tarihin en büyük iskambilden kalesini keşfettiğimiz hiç aklımıza
gelmezdi demişti. Sanırız bu örnek risk yönetimindeki algılamanın nasıl
olduğunu göstermeye yetecektir.
Feynman’ın bulguları Rogers raporunda kullanılmamıştı. Jonah Lehrer’in
yukarıda anılan kitabına atfedersek çünkü o bir risk yöneticisiydi. Hem de
ekonomi tarihinin en ileri görüşlü risk yöneticisi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder