Porsche, yarattığı efsanevi arabayla dünyanın en ünlü markalarından biri. Ama araba üretimi onların başarılı olduğu tek konu değil.
Şirket geçen yıl, yıllık satış gelirlerinin 6 katını hisse senedi piyasalarından nasıl kazandı? Yıllar sonra bile üniversitelerde ders olarak gösterilecek bu olayı, gelin bir kere daha hatırlayalım. Ama ekonomi gazetelerinin değil, evrensel sağduyu ve yerel entellektüelizmin diliyle. Finansçılar için değil, finans dünyasında yaşamayanlar ve nefes almayanlar için.
Porsche ve Volkswagen
Ferdinand Porsche, Almanya’nın ekonomik büyümesinin sembolü sayılan unutulmaz modeli Volkswagen Beetle’ı 1930 yılında yarattı. Kısa bir süre sonra da, hızlı spor arabalar üreten kendi şirketini kurdu. Dedelerinin kurdukları şirketin sahibi olan Porsche ailesi, bugünlerde kendi şirketlerinden 14 kat büyük olan ve Seat, Audi, Lamborghini, Bugatti, Bentley gibi markaların sahibi Volkswagen şirketini ele geçirmek istiyor.
Dünyanın en zengin kişilerinden Adolf Merckle’in birkaç hafta önceki ölümünün sebeplerinden biri olarak kabul edilen bu hadiseyi, “açığa satış” denilen bir yöntemi açıklayarak anlatmaya başlayalım.
Açığa satış nedir?
Herhangi bir anda, halka açık bir şirketin hisse senetlerinin belli bir kısmı, piyasada serbestçe dolaşmakta ve alım satıma konu olmaktadır. Hisselerin geri kalanı çeşitli portföylerin, fonların veya yatırım kurumlarının elinde olabilir. Hisse senedi piyasalarında yatırım yapanların temel senaryosu şudur: Fiyatı düşük hisse senedini alıp, fiyatı yükselince satmak. Aradaki farkı da kar olarak cebe indirmek.
Bu durum, şirketin fiyatının yükseleceği varsayımında geçerlidir. Peki ya eğer, şirketin fiyatının düşeceğini düşünüyorsanız. O zaman yapmanız gereken sahip olmadığınız hisse senetlerini satmaktır.
Öncelikle bu senetlere sahip olan birinden, belli miktar hisseyi ödünç alırsınız. Bunun için gerekli komisyonu ödeyerek bir sözleşme imzalarsınız. Bu sözleşmede, borç aldığınız belli miktardaki hisse senedini, belli bir süre sonra geri getireceğinizin taahhüdünü verirsiniz.
Örneğin 100 adet XYZ hisse senedini, bu işi yapan bir kurumdan, 5 lira komisyon ödeyerek aldığınızı varsayalım. İmzalanan kontrata göre hisseler 2 hafta içinde kuruma geri iade edilecektir.
Siz bu işlemi yaparken XYZ hisselerinin piyasa değeri 2 liradır. Fakat birkaç gün sonra, şirket hakkında yayılan bir olumsuz haber nedeniyle, hisse senedinin fiyatının 1 liraya düştüğünü kabul edelim. Bu noktada yapmanız gereken, 100 adet hisse senedi satın alıp borcunuzu kapatmak olacaktır. 200 lira karşılığı satılan hisseler 100 liraya geri alındığında, aradaki 100 lira kar olarak cebinize girecektir.
Sermaye piyasalarında açığa satış denilen bu işlem oldukça yaygındır.
Porsche’nin obsesif tutkusu
Hikayemize yeniden geri dönelim. Porsche 2005 yılında, Volkswagen (VW) hisselerini yavaş yavaş piyasadan satın almaya başlar. 2008 yılının Eylül ayına gelindiğinde, şirketteki payını %35,14’e çıkarmıştır. Piyasada serbest dolaşımdaki hisse senetlerinin neredeyse tamamı satın alınmıştır.
İşte bu noktada Hedge fonlar, VW hisselerinin Porsche’nin satın alımlarıyla aşırı yükseldiğini ve artık düşüşe geçeceğini hesaplarlar. Bu düşüncelerinde onları haklı kılan, piyasada alınabilecek hisse kalmamasıydı. Üstelik VW kanunları denilen bir dizi Avrupa Birliği düzenlemesinin, şirketin ele geçirilmesine izin vermeyeceği de bilinen bir gerçekti. Ama hedge fonlar Porsche’yi bu senaryonun dışında tutmuşlardı. Bu bedeli çok ağır ödenecek bir hataydı.
VW hisseleri 200 euro düzeylerindeyken, Avrupa sermaye piyasaları tarihinin en büyük açığa satış operasyonu başlar. Hedge fonlar, VW hisselerinin Porsche haricindeki diğer sahiplerinden, bu senetleri ödünç alarak açığa satarlar. Peki bu satış işlemi nerede ve nasıl gerçekleşmiştir. Burası bugün bile açıklığa kavuşmamıştır. The Economist dergisine göre, bu milyonerlerin pokerinde sorulacak bir soru değildir.
Bu satış baskısının, piyasa fiyatı üzerindeki aşağı yönlü riskleri arttıracağı ve fiyatın gerileyeceğini düşünmektedir hedge fonlar. Fakat öyle olmaz. Hisse senedinin fiyatı garip bir şekilde yavaş yavaş artmaya başlar.
Hedge fonlar endişelenmeye başlamıştır. Eğer sattıkları hisseleri bir an önce geri almazlarsa, yükselen fiyatlar nedeniyle hisseler kapışılacaktır.
Fakat o da ne!.. Geri satın alınacak hiçbir hisse kalmamıştır. Açığa sattıkları hisse senetleri sanki yok olmuştur.
Hedge fonları o anda asıl düşündüren, hisse senetlerinin nereye gittiği değil, bir an önce pozisyonlarını kapamaktır. Bu nedenle bir yerlerden acilen hisse senedi bulmaları gereklidir. Porsche haricindeki tüm hisseleri sattıkları için, tek çare Porsche’nin kapısını çalmaktır. Arz talebin en tepeye ulaştığı o an, Porsche, VW hisseleri için dilediği fiyatı isteyebilecektir. 10 kat, 50 kat, 100 kat fazlası… Çünkü satın alınacak başka yer yoktur.
VW hisselerinin piyasa fiyatı, 200 euro’dan 1000 euro’nun üzerine fırlamıştır. Hedge fonlar pozisyonlarını kapamıştır kapamasına ama, hisselere ne kadar verdikleri anlaşılamamıştır. Açığa satılan hisse senetlerinin nereye gittiği ise o anda hala merak konusudur.
Birkaç hafta sonra, 26 Ekim 2008’de Porsche, finansal piyasalarda bomba etkisi yaratan bir açıklama yapar. Volkswagen’deki payını %42,6’ya yükselttiğini ve %31,5 ilave hisse için “cash settled call opsiyon” hakkına sahip olduğunu söylemektedir. Bu Volkswagen’in %74,1’ine eşittir.
Porsche bunu nasıl yapmıştır?
Yanıta geçmeden önce cash settled call opsiyon’u tanımlayalım. Call opsiyon, bir hisse senedini, gelecekte bir tarihte, belirlenen bir fiyattan alma hakkı tanıyan opsiyonlardır.
Cash settled call opsiyon ise alıcıya, ya hisse senedini, ya da piyasa fiyatı ile opsiyon fiyatı arasındaki farkı nakit olarak alma hakkı verir.
Porsche, öncelikle açığa satılan tüm hisseleri gizemli şekilde satın alabilmiş ve bunu da açığa satışla eş anlı olarak, piyasalara hissettirmeden yapabilmiştir. Daha sonra, elindeki hisseleri hedge fonlara satarken, ileride aynı hisseleri geri alma hakkı veren cash settled call opsiyon sözleşmesini imzalatabilmeyi başarabilmiştir. Ya da en azından böyle olduğu, otoriteler tarafından varsayılmaktadır.
Gelelim hikayenin sonuna. Porsche, VW hisselerinin %75’ine sahip olmanın yanında, birkaç hafta içinde, 40 milyar euro’ya yakın bir para kazanmıştır. Bu, bir yıllık satışları olan 7 milyar euro’nun 5 katından fazla bir paraya karşılık gelmektedir.
Umarız Porsche ve Volkswagen gerçeğini, açıklıkla anlatabilmeyi başarabilmişizdir.
Şirket geçen yıl, yıllık satış gelirlerinin 6 katını hisse senedi piyasalarından nasıl kazandı? Yıllar sonra bile üniversitelerde ders olarak gösterilecek bu olayı, gelin bir kere daha hatırlayalım. Ama ekonomi gazetelerinin değil, evrensel sağduyu ve yerel entellektüelizmin diliyle. Finansçılar için değil, finans dünyasında yaşamayanlar ve nefes almayanlar için.
Porsche ve Volkswagen
Ferdinand Porsche, Almanya’nın ekonomik büyümesinin sembolü sayılan unutulmaz modeli Volkswagen Beetle’ı 1930 yılında yarattı. Kısa bir süre sonra da, hızlı spor arabalar üreten kendi şirketini kurdu. Dedelerinin kurdukları şirketin sahibi olan Porsche ailesi, bugünlerde kendi şirketlerinden 14 kat büyük olan ve Seat, Audi, Lamborghini, Bugatti, Bentley gibi markaların sahibi Volkswagen şirketini ele geçirmek istiyor.
Dünyanın en zengin kişilerinden Adolf Merckle’in birkaç hafta önceki ölümünün sebeplerinden biri olarak kabul edilen bu hadiseyi, “açığa satış” denilen bir yöntemi açıklayarak anlatmaya başlayalım.
Açığa satış nedir?
Herhangi bir anda, halka açık bir şirketin hisse senetlerinin belli bir kısmı, piyasada serbestçe dolaşmakta ve alım satıma konu olmaktadır. Hisselerin geri kalanı çeşitli portföylerin, fonların veya yatırım kurumlarının elinde olabilir. Hisse senedi piyasalarında yatırım yapanların temel senaryosu şudur: Fiyatı düşük hisse senedini alıp, fiyatı yükselince satmak. Aradaki farkı da kar olarak cebe indirmek.
Bu durum, şirketin fiyatının yükseleceği varsayımında geçerlidir. Peki ya eğer, şirketin fiyatının düşeceğini düşünüyorsanız. O zaman yapmanız gereken sahip olmadığınız hisse senetlerini satmaktır.
Öncelikle bu senetlere sahip olan birinden, belli miktar hisseyi ödünç alırsınız. Bunun için gerekli komisyonu ödeyerek bir sözleşme imzalarsınız. Bu sözleşmede, borç aldığınız belli miktardaki hisse senedini, belli bir süre sonra geri getireceğinizin taahhüdünü verirsiniz.
Örneğin 100 adet XYZ hisse senedini, bu işi yapan bir kurumdan, 5 lira komisyon ödeyerek aldığınızı varsayalım. İmzalanan kontrata göre hisseler 2 hafta içinde kuruma geri iade edilecektir.
Siz bu işlemi yaparken XYZ hisselerinin piyasa değeri 2 liradır. Fakat birkaç gün sonra, şirket hakkında yayılan bir olumsuz haber nedeniyle, hisse senedinin fiyatının 1 liraya düştüğünü kabul edelim. Bu noktada yapmanız gereken, 100 adet hisse senedi satın alıp borcunuzu kapatmak olacaktır. 200 lira karşılığı satılan hisseler 100 liraya geri alındığında, aradaki 100 lira kar olarak cebinize girecektir.
Sermaye piyasalarında açığa satış denilen bu işlem oldukça yaygındır.
Porsche’nin obsesif tutkusu
Hikayemize yeniden geri dönelim. Porsche 2005 yılında, Volkswagen (VW) hisselerini yavaş yavaş piyasadan satın almaya başlar. 2008 yılının Eylül ayına gelindiğinde, şirketteki payını %35,14’e çıkarmıştır. Piyasada serbest dolaşımdaki hisse senetlerinin neredeyse tamamı satın alınmıştır.
İşte bu noktada Hedge fonlar, VW hisselerinin Porsche’nin satın alımlarıyla aşırı yükseldiğini ve artık düşüşe geçeceğini hesaplarlar. Bu düşüncelerinde onları haklı kılan, piyasada alınabilecek hisse kalmamasıydı. Üstelik VW kanunları denilen bir dizi Avrupa Birliği düzenlemesinin, şirketin ele geçirilmesine izin vermeyeceği de bilinen bir gerçekti. Ama hedge fonlar Porsche’yi bu senaryonun dışında tutmuşlardı. Bu bedeli çok ağır ödenecek bir hataydı.
VW hisseleri 200 euro düzeylerindeyken, Avrupa sermaye piyasaları tarihinin en büyük açığa satış operasyonu başlar. Hedge fonlar, VW hisselerinin Porsche haricindeki diğer sahiplerinden, bu senetleri ödünç alarak açığa satarlar. Peki bu satış işlemi nerede ve nasıl gerçekleşmiştir. Burası bugün bile açıklığa kavuşmamıştır. The Economist dergisine göre, bu milyonerlerin pokerinde sorulacak bir soru değildir.
Bu satış baskısının, piyasa fiyatı üzerindeki aşağı yönlü riskleri arttıracağı ve fiyatın gerileyeceğini düşünmektedir hedge fonlar. Fakat öyle olmaz. Hisse senedinin fiyatı garip bir şekilde yavaş yavaş artmaya başlar.
Hedge fonlar endişelenmeye başlamıştır. Eğer sattıkları hisseleri bir an önce geri almazlarsa, yükselen fiyatlar nedeniyle hisseler kapışılacaktır.
Fakat o da ne!.. Geri satın alınacak hiçbir hisse kalmamıştır. Açığa sattıkları hisse senetleri sanki yok olmuştur.
Hedge fonları o anda asıl düşündüren, hisse senetlerinin nereye gittiği değil, bir an önce pozisyonlarını kapamaktır. Bu nedenle bir yerlerden acilen hisse senedi bulmaları gereklidir. Porsche haricindeki tüm hisseleri sattıkları için, tek çare Porsche’nin kapısını çalmaktır. Arz talebin en tepeye ulaştığı o an, Porsche, VW hisseleri için dilediği fiyatı isteyebilecektir. 10 kat, 50 kat, 100 kat fazlası… Çünkü satın alınacak başka yer yoktur.
VW hisselerinin piyasa fiyatı, 200 euro’dan 1000 euro’nun üzerine fırlamıştır. Hedge fonlar pozisyonlarını kapamıştır kapamasına ama, hisselere ne kadar verdikleri anlaşılamamıştır. Açığa satılan hisse senetlerinin nereye gittiği ise o anda hala merak konusudur.
Birkaç hafta sonra, 26 Ekim 2008’de Porsche, finansal piyasalarda bomba etkisi yaratan bir açıklama yapar. Volkswagen’deki payını %42,6’ya yükselttiğini ve %31,5 ilave hisse için “cash settled call opsiyon” hakkına sahip olduğunu söylemektedir. Bu Volkswagen’in %74,1’ine eşittir.
Porsche bunu nasıl yapmıştır?
Yanıta geçmeden önce cash settled call opsiyon’u tanımlayalım. Call opsiyon, bir hisse senedini, gelecekte bir tarihte, belirlenen bir fiyattan alma hakkı tanıyan opsiyonlardır.
Cash settled call opsiyon ise alıcıya, ya hisse senedini, ya da piyasa fiyatı ile opsiyon fiyatı arasındaki farkı nakit olarak alma hakkı verir.
Porsche, öncelikle açığa satılan tüm hisseleri gizemli şekilde satın alabilmiş ve bunu da açığa satışla eş anlı olarak, piyasalara hissettirmeden yapabilmiştir. Daha sonra, elindeki hisseleri hedge fonlara satarken, ileride aynı hisseleri geri alma hakkı veren cash settled call opsiyon sözleşmesini imzalatabilmeyi başarabilmiştir. Ya da en azından böyle olduğu, otoriteler tarafından varsayılmaktadır.
Gelelim hikayenin sonuna. Porsche, VW hisselerinin %75’ine sahip olmanın yanında, birkaç hafta içinde, 40 milyar euro’ya yakın bir para kazanmıştır. Bu, bir yıllık satışları olan 7 milyar euro’nun 5 katından fazla bir paraya karşılık gelmektedir.
Umarız Porsche ve Volkswagen gerçeğini, açıklıkla anlatabilmeyi başarabilmişizdir.
Porsche ve VW arasındaki hisse savaşının ayrıntılı hikayesine Finansal Krizin Gizli Doğası: Maça Kızı Efekti adlı kitabımdan ulaşılabilir...
1 yorum:
Btcturk,Binance,Paribu güvenilir mi değil mi yazlarımız:
Btcturk güvenilir mi diye merak ediyorsanız tıklayın: btcturk güvenilir mi
Binance güvenilir mi diye merak ediyorsanız tıklayın: binance güvenilir mi
Paribu güvenilir mi diye merak ediyorsanız tıklayın: paribu güvenilir mi
Paribu güvenilir mi diye merak ediyorsanız tıklayın: paribu güvenilir mi
Yorum Gönder