21 Ocak 2009 Çarşamba

Sorunlu Varlık (Toksik) nedir?




“Sözcükler anlamını kaybederse insanlar da özgürlüğünü kaybeder” diyor Konfüçyüs. Yüzyıllar sonra, bugünkü finansal sisteme baktığımızda ise anlamını koruyan bir kavrama rastlamak çok zor.

Subprime aleviyle başlayan global yangın, finansal sisteme yeni bir element ekledi. Sorunlu varlık (troubled asset) veya toksik (toxic) adı verilen bu varlıkların, varsayılan tanımlamasından öteye ne olduğu hakkında, dünya henüz tam bir fikir birliğine varmış değil.

Sorunlu varlığın tanımı henüz hiçbir sözlükte yer almıyor. ABD hazinesinin TARP adlı programından çıkarılan sonuçlardan, sorunlu varlık kavramı ile, sorunlu mortgage, mortgage bazlı menkul kıymetler ve diğer borç bazlı menkul kıymetlerin ifade edilmek istendiği anlaşılıyor.

Sorunlu varlık nedir?

Sözlükler varlığı, bir kişi veya kurumun sahip olduğu, bir değeri olduğu düşünülen veya bir borcu ödemekte kullanılan şey olarak tanımlıyor. Peki, birçok insanda karmaşa yaratan ve finansal sistemi felce uğratan sorunlu varlık nedir?

Hemen söyleyelim, çoğu zaman eşanlamlı olarak kullanılan toksik gibi kavramların, karışıklığı daha da arttırmaktan öteye bir şeye hizmet etmedikleri ortada. İnsanlarda bu varlıkların radyoaktif özellik taşıdığı şüphesi uyandırılıyor. CDO, MBS, CDS, ABS gibi türev ürünlerin kısaltmaları da eklenince, egzotizmin sınırları iyice zorlanıyor. Artık sıradan insanların anlayamayacağı finansal muhasebe büyüleriyle kompleks hale dönüştürülen bu varlıkların, gerçekten sorunlu olduğunu düşünmek kolaylaşıyor.

Aslında gerçek oldukça basit. Sorunlu varlık, bankalara pahalıya mal olan her şey demek. Çoğunlukla geri ödeyemeyecek insanlara verilen krediler ile teminatlarının değeri krediden daha az olan krediler. Balonun şişirildiği son beş yıl içinde bu krediler, evden arabaya, alışveriş merkezinden maden şirketine kadar her şeyin satın alınması için bankalar tarafından sorgusuzca dağıtıldı.

Global sistemi çökerten temel neden, bankaların, bu kredilerin bonkörce ödenen bedeller olduğunu düşünmemeleri ve kabul etmemeleriydi. Bu krediler ve varlıklar, varlık değerlerinin üzerindeki nominal değerleriyle bilançolarda taşınmaya uzun süre devam edildi. Kaçışı olmayan sistematik risk büyüdükçe, insanlar da, bankaların aktiflerindekilerin elmas değil, kömür olduğunu anlamaya başladı. Yatırımcılar ve bankalar da bu gerçeğe kısa sürede inanmak zorunda kaldı.

Gelin şimdi bu durumu biraz daha somutlaştıralım. Bir Red Kid çizgi romanı satın aldığınızı düşünün. Seksenli yıllar öncesinde bu tür kitapların satın alınarak, ileride zengin olunabileceğine inanan birçok insan vardı. Kitap için 100 lira ödediğinizi varsayalım.

Fakat şu anda böyle bir eğilim yok. Yani balon patlamış durumda. Kitabın bir gün sizi zengin edeceğine inancınız devam ediyor olabilir tabi ki. Kitabı teminat olarak kullanarak birkaç bin lira kredi alabileceğinizi düşündüğünüzde ise, kreditörünüz size gülecektir. İşte o anda, çizgi romanınız sorunlu varlık olmuş demektir.

İngiliz ve ABD hazineleri, bankaların aktiflerindeki sorunlu varlıkları garanti altına alarak, gerçek değeri ile şişirilmiş değeri arasındaki farkı ödeyeceğinin güvenini veriyor. Şimdi bu güvenin, probleme ne kadar çözüm olacağını görme zamanı.


Toksik'ler hakkında ayrıntılı bilgiyi Finansal Krizin Gizli Doğası: Maça Kızı Efekti adlı kitabımda bulabilirsiniz...

Hiç yorum yok: