Bugün medyadaki haberlerden biri CEO maaşlarının açıklanması gerektiğini söylüyordu. Çalışanlar ile üst yöneticiler arasındaki maaş farklarının giderek büyümesi araştırma kuruluşlarını, bu ücretlerin kamuoyuna açıklanmasının artışı önleyeceği düşüncesine yöneltmiş görünüyor. Etik değerlerin, şeffaflığın ve bilgi paylaşımının önemli olduğu bu çağda üst yöneticilerin ücretlerinin açıklanması son derece rasyonel bir gereklilik gibi görünüyor. Böylelikle çalışanlar ile yöneticiler arasındaki farkın artmasının önüne geçilmesi amaçlanıyor. Araştırma kuruluşların bu yöndeki öngörülerinin doğru olup olmayacağını bilemiyoruz ama şunu kesinlikle söyleyebiliriz: Eğer CEO ücretleri açıklanırsa CEO’lara ödenen ücret daha da artacaktır; hem de inanılmaz bir şekilde. Peki ama bu irrasyonel düşünceye nasıl ulaştık?
1990’lı yılların başında Amerikalılar, yönetici ücretlerinin işçi ücretlerinden giderek daha çok artmasından rahatsızdılar. Fakat gerçekten durum insanların düşündüğü gibi miydi? Araştırma kuruluşları derhal problemin üzerine eğildiler ve yıllar içinde yönetici ücretlerinin çalışan ücretlerine göre ne kadar artış gösterdiği araştırdılar. Buldukları sonuçlar halkın düşüncelerini destekler nitelikteydi. Hatta daha fazlası… 1976 yılında ortalama bir CEO’ya ortalama bir işçiden 36 kat fazla ödeniyordu. Oysa 1993 yılına gelindiğinde bu fark 131 kat olmuştu. Bu gerçekten olumsuz bir tabloydu ve derhal bir şeyler yapılmalıydı.
Artışların önüne geçmek için düzenleyici otoriteler aynı yıl içinde piyasalarda ilk defa karşılaşılan bir karar aldılar. Bundan sonra şirketler üst yöneticilerinin ne kadar kazandığını açıklayacaklardı. Bu kuralı koyan düzenleyici kuruluşların beklentisi şuydu: Gelirler açıklandığında, şirketlerin yönetim kurulları yöneticilere çok yüksek ücret vermekte isteksiz davranacaklardı. Böylece gelirlerin yükselmesi önlenecekti. Ne oldu dersiniz?
CEO’ların gelirleri açıklanmaya başlandığında insanların uğultuları yükselmişti.herkes görüntüden rahatsızdı. Ama gelirler hiç de azalır gibi durmuyordu. 2007’ye gelindiğinde CEO’lar ile çalışanlar arasındaki gelir farkı yaklaşık 400 katına çıkmıştı. Peki bu nasıl oldu dersiniz?
Maaşlar halka açıklanır açıklanmaz, yayın organları CEO’ları gelirlerine göre sıralamaya başladılar. Tıpkı bir müzik listesi gibi her ay birileri iniyor, birileri çıkıyordu. CEO’lara yapılan ödemelerin baskı altına alınacağı beklentisi boşa çıkıyordu. Çünkü artık CEO’larda kendi maaşlarını diğerleriyle kıyaslamaya başlamışlardı. İşte bu kırılma noktasıydı. Maaşını başka bir CEO’ya göre düşük bulan bir CEO, soluğu ücret danışma firmaları ya da insan kaynağı şirketlerinde alıyordu. Şirketler onlara tek bir şey öneriyordu: Yönetim kurulunuza gidin ve maaşınıza zam isteyin! Bu süreç yönetim kurullarının CEO maaşlarını daha da arttırmaya yönlendirdi ve bugünlere getirdi.
Yüksek kamuoyu merakının CEO maaşlarını nasıl yönlendirdiğini görünce sanıyoruz açıklamamanın en doğru şey olduğu ortaya çıkacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder