Finansal krizin kahini olarak bilinen ekonomist Roubini “kusursuz fırtına”nın yaklaşmakta olduğunu söylüyor; tam altı yıldır. Birçokları tarafından endişeyle karşılanan Roubini’nin tespitlerinin doğru olmadığını söylemek büyük bir hata olacaktır. Fakat krizin başından bu yana daha büyük bir krizin her an geleceğini söyleyen bir ekonomistin zamanlama konusundaki belirsizliğini nasıl değerlendirmeliyiz? Roubini’nin her uyarısıyla ayaklanan piyasaların beklediği kriz neden bir türlü gelmiyor? Roubini’nin öngörülerine ne kadar güvenebiliriz? Ve en önemlisi otoriteler neden Roubini’nin uyarılarını dikkate almamaya başladılar?
Bu soruların yanıtlarını 1973’te Science dergisince yayınlandığında bilim dünyasında büyük bir şaşkınlık yaratan psikolog David Rosenhan’ın ünlü Rosenhan deneyinde arayalım. Deney psikiyatrik tanı konusuna keskin bir eleştiri getiriyordu. Doktor Rosenhan 8 kişiden oluşan bir grup kurar. Bunlar farklı meslekler yapan ve psikolojik yönden son derece sağlıklı kişilerdir. Rosenhan onlardan birtakım sesler duydukları şikayetiyle psikiyatri kliniğine başvurmalarını ister. Kendilerini muayene edecek doktorlara bu garip seslerin ne olduğunu kısaca anlatmalarını fakat o andan sonra doktorların soracağı sorulara doğru cevap vermelerini ister. Yani kısa bir yalan hikayeden sonra kişiler sadece doğruyu söyleyecekler ve normalde nasıl davranıyorlarsa öyle davranacaklardır. Hatta he fırsatta doktorlara sesleri artık duymadıklarını ve semptomları artık yaşamadıklarını söyleyeceklerdir. Sizce böyle bir senaryo altında doktorlar bu 8 kişiden kaçının sağlıklı olduğu sonucuna varacaklardır?
Sonuç tam bir fiyaskoydu. Akıl sağlığı yerinde olan bu 8 hastanın tamamı hasta olarak kabul edildi ve hastanede kaldıkları süre içinde toplam 2100 hap verildi, psikiyatrik görüşmelerden geçtiler ve hastalıklarının önemli olduğunu belgeleyen raporlar dolduruldu. Sahte hastaların tamamı gösterdikleri normal davranış ve sözleriyle ileri derecede hasta kabul edilmişti. Rosenhan psikiyatri biliminin bu başarısızlığı karşısında büyük hayal kırıklığına kapılmıştı. Fakat deneyi devam ettirmeye kararlıydı. İkinci aşama için kliniğe gider ve ilk deneyin sonuçlarını doktorlarla paylaşır. Sonra da gelecek üç ay içinde daha fazla sayıda sahte hasta göndereceğini iletir. Sizce bu kez doktorlar sahte hastaları bulabilecekler midir?
Sonuçlar 3 ay sonra açıklanır. Hastaneye 193 hasta gelmiştir ve 41’i doktorlar tarafından bütünüyle sağlıklı bulunmuştur. Hastane Rosenhan’a kaç sahte hasta gönderdiğini sorar, fakat aldığı cevapla yıkılır. Rosenhan üç ay boyunca hastaneye hiçbir hasta göndermemiştir. Hastane bu muayene şekliyle önemli bir hata yapmıştır. Geçmişteki hataları düzelteyim derken yeni hatalar yaratmıştır.
Roubini krizin başından bu yana bize sürekli global ekonominin derin bir çöküş yaşayacağını söylüyor ve bunun nedenlerini de açıklıyor. Fakat dünya Roubini’nin 5 yıldır sürdürdüğü bu uyarı çılgınlığından sıkılmış haldeler. Otoriteler artık Roubini’yi ciddiye almamaya başlamış durumdalar. Peki ama son derece önemli tespitler ve uyarılar yapan Roubini otoriteler tarafından neden dikkate alınmıyor?
7 Aralık 1941’de Japon donanması Pearl Harbor’u vurduğunda ABD nasıl tepkisiz ve hazırlıksız yakalandıysa aynı şey şu an otoriteler ve kusursuz fırtına uyarılarını dikkate almayanlar için de geçerlidir. Evet, Amerikalılar saldırının olduğu günün öncesindeki bir hafta boyunca tam 7 saldırı uyarısı almışlardı. Fakat yedisi de asılsız çıkmıştı. Sekizincisi gerçekleştiğinde ise Amerikalıların tepki verecek isteği kalmamıştı.
Bugün piyasalar artık kusursuz fırtına uyarılarını pek ciddiye almıyorlar. Umarız Rosenhan’ın deneyinde akıl sağlığı yerinde olanları deli sanan psikiyatrlar gibi her yerde akıl sağlığı yerinde adam görmeye başlamayız.
(www.bankader.org.tr' de yayınlanan yazının tam metnidir.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder