Medyada küresel krizin 6 yaşına girdiği haberlerini görmüşsünüzdür. Tam 6 yıldır alınan tüm tedbirler maalesef başarılı olmuş gibi görünmüyor. Korkular hala devam ediyor. ABD’de düzenleyici otoritelerin, ülkenin beş büyük bankasından, önemli problemlerle karşılaşmaları durumunda çökmelerini engelleyecek planları geliştirmelerini istediği söyleniyor. Neden 6 yıldır alınan bunca tedbir işe yaramıyor?
Her türlü yasal ve düzenleyici tedbir alındı. Borçlar yapılandırıldı. Ülkelere gerekli yardım sağlandı. Sermayeler arttırıldı. Büyük şirketler korundu. Rating sistemi yapılandırıldı. Menkul kıymetleştirme sıkılaştırıldı. Denetim arttırıldı. Subprime segmente krediler durduruldu. Türev ürünler piyasası yakın incelemeye alındı. Açığa satış yasaklandı. Hedge fonlar kurallara bağlandı. Ve daha birçok önlem. Sonuç?..
Peki ama alınan önlemler neden başarılı olamıyor?
İkinci dünya savaşı yıllarında ülkelerin hava kuvvetlerinin en büyük sorunu hedefleri vurabilmekti. Uçağın hızı, rüzgarın şiddeti ve yönü, uçağın hareketleri ve diğer etmenler bombaların hedefe ulaşmasını engelliyordu. Bu problemi çözmenin karmaşık matematiksel çözümler gerektirdiği açıktı. Öyleyse problem nasıl çözülecekti?
Amerikalı bir mühendis olan Carl Norden uzun araştırmaları sonunda bunu başarmıştı. 22,5 kg. ağırlığında bir mekanik bilgisayar yaparak bombanın hedefe tam olarak ulaşmasını sağlayacak sistemi yaratmıştı. Bu ikinci dünya savaşında başarılı olmak isteyen ABD’nin tam istediği şeydi. Derhal cihazın üretilmesi aşamasına geçildi. Atom bombası geliştirmek için harcanan paranın yarısından fazlası yani 1,5 milyar dolar harcanarak MARK XV adı verilen sistem yaratıldı. Artık istenilen her hedef rahatça vurulabilecekti.
1943 yılında ABD, Nazi hedeflerini yok etmek için bir strateji geliştirdi. Yapılan analiz sonunda en stratejik Nazi hedefi olarak rulman fabrikaları gösterildi. Çünkü rulmanlar uçak ve makine üretimi için en kritik malzemeydi. Eğer bu fabrikalar yok edilirse Nazilerin uçak ve makine yapması imkansızdı. Plan için derhal start verildi. Uçaklar rulman fabrikalarının olduğu Schweinfurt şehrini bombalamaya başladılar. Naziler yüzlerce uçağı düşürseler de sonuç kendileri açısından büyük bir başarısızlıktı. Schweinfurt’taki tüm rulman fabrikaları MARK XV cihazı sayesinde yerle bir edilmişti. Harcanan onca paranın boşa gitmemiş olduğunu görmek herkesi mutlu etmişti. Artık müttefikler Nazilerin aortunu yok ettiklerini düşünüyorlardı.
Fakat hiç de düşündükleri gibi olmadı. Müttefikler kısa bir süre sonra acı gerçekle sarsıldılar. Almanlar fazlasıyla rulman stoğuna sahiptiler ve isterlerse İsveç ve İsviçre’den daha fazlasını getirebilirlerdi. MARK XV için harcanan onca para işte şimdi çöpe gitmişti. ABD’liler basit bir hata yapmışlardı. Problemi görmüşler ama anlayamamışlardı. Problem isabet değil, hedefe ilişkin bilgilerin yetersizliğiydi.
İşte ikinci dünya savaşında ABD’nin yaşadığı bu durumla şimdi global ekonomi karşı karşıya. Küresel borç krizini çözmek için yapılan müdahaleler problemin tam olarak anlaşılamaması nedeniyle sürekli başarısız oluyor. Burada problemin anlaşılamaması bir farkındalık sorunu olarak algılanmamalıdır. Problemin anlaşılmak istenmemesi, çözümün sunacağı acı reçeteye küresel ekonominin hazır olmaması, büyük şirketleri kaybetmemek, ülkelerin çökmesine engel olmak gibi bir dizi faktör bu kapsamda düşünülebilir. ABD’nin beş büyük bankasından çözüm beklemek problemi çözmek anlamına gelmeyecektir. Bu bankalara devlet yardımı gelmeseydi, bugün bulundukları konumda olamayabilirlerdi. Fakat böyle bir çözümün getireceği sorunlar dünya için daha acı sonuçlar doğurabilirdi. İşte bu istenmemiş ve hala daha istenmemeye devam ediyor.
Kısaca söylemek gerekir ki borç krizine karşı şu ana kadar alınan önlemlerin ortak özelliği borç yaratıyor olmalarıdır. Yani mevcut borçlar yeni borçlarla ödenmekte, toplam borç stoğu ise değişmemektedir. İşte temelde anlaşılamayan sorun budur.
Bu şartlar altında borçlu bir hedefi borçtan kurtarmak yerine yeni bir borç yaratılarak çözüm aranması sanıyoruz başarılı olacak gibi görünmemektedir. Rulmanları yok etsek de yenileri yaratılmaya devam ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder