26 Mayıs 2012 Cumartesi

Finansal piyasaların olimpiyat oyunları

Londra Olimpiyatları yaklaşıyor. Bu dev spor organizasyonu her branşın en iyilerini ortaya çıkararak sporun büyük resmini görmemizi sağlayacak. Sadece bu yönüyle bile değerlendirildiğinde olimpiyatlar önemli bir organizasyon.

Olimpiyat oyunlarının psikolojisi ile finansal piyasalarınki çoğu zaman büyük bir benzerlik gösterir. Nasıl mı?

Basit bir çıkarımla başlarsak; hisse senetlerine yatırım yapan iki yatırımcıdan yüksek tutarlı yatırım yapanın parası 2 milyon liradan 1 milyon liraya, düşük tutarlı yatırım yapanın ise 10 bin liradan 20 bin liraya yükselmiş olsun. Sizce hangisi daha mutludur?

Paranın mutluluk verdiği gerçeği bazen işe yarayan bir varsayım olamayabilir. 1 milyon lira kaybedenin hala 1 milyon lirası olsa da, parasını 20 bin liraya çıkaran yatırımcı oldukça mutluyken diğeri derin bir hüsran içindedir. Bu durum Olimpiyat Oyunlarında da rastladığımız ve belki de Antikçağa kadar uzanan bir gerçektir.

Dereceye girenlere zeytin dalı verilmesi evrensel bir gelenek olmakla birlikte 1904 yılından bu yana ilk üçe girenlere altın, gümüş ve bronz madalya verilmektedir. Olimpiyatların en tarihi anlarından biri olan ödül törenlerini şüphesiz seyretmişsinizdir. Acaba o anda aklınızdan şu geçti mi: “Bronz madalya alan (3.olan) gümüş madalya alandan (2.olan) neden daha fazla mutlu gözüküyor?”

İlk kez 1995 yılında sosyal psikologlar Victoria Medvec, Scott Madey ve Thomas Gilovich bu fenomenin nedenlerini bulmak için bir deney yaparlar. Aradıkları cevap, neden 3.olanlar 2.olanlara göre daha fazla seviniyorlar sorusunun cevabıdır

Deneyde, ödül töreni sırasında çekilmiş fotoğraflar deneye katılanlara gösterilir ve kimin daha mutlu göründüğü sorulur. Hangi sporcunun hangi madalyayı aldığını bilmeyen denekler, en mutlu görünenlerin altın madalya alanlar olduğunu söylemişlerdir. Bronz madalya kazananlar ikinci en mutlu görünenler olurken gümüş madalya kazanlar en az mutlu görünenler olarak belirlenir. Deney sonuçları aslında kimseyi şaşırtmamıştır. Peki ama neden?

Yukarıdaki hisse senedi yatırımında çıkan paranın her zaman mutlu etmeyeceği gerçeği gibi olimpiyatlarda da olgu karşıtı bir kıyaslama yapıldığı ortaya çıkmıştır. Gümüş madalya kazananlar yukarı yönlü bir kıyaslama yaparak altın madalya alamadıkları için hayal kırıklığına uğrarken, bronz madalya alanlar aşağı yönlü bir kıyaslama sonucu bir madalya kazanmayı başardıkları için son derece mutlu görünürler.

Yatırımcıların kayıp ve kazanç anlarında gösterdikleri duygusal tepkilerin farklılığı da olimpiyatlardaki madalya seremonisini aratmaz. Yapılan bir araştırmada deneklerle bir yazı-tura oyunu oynanır. İlk oyunda deneklere ne geleceğini bilirlerse 30 dolar, bilemezlerse 10 dolar verileceği söylenir. Daha sonra aynı oyun biraz değiştirilerek yeniden oynanır. Bu kez deneklere, ne geleceğini bilirlerse 10 dolar kaybedecekleri, bilemezlerse 30 dolar kaybedecekleri söylenir.

İlk oyunda 10 dolar kazanlar, 30 dolar kazanamadıkları için kendilerini üzgün hissettiklerini söylerler. İkinci oyunda ise 10 dolar kaybedenler, 30 dolar kaybetmedikleri için kendilerini mutlu hissederler. Anlaşılacağı üzere oyuncuların duygularını belirleyen elde ettikleri sonuçlar değil, oyunun vaat ettiklerinin tamamıdır. Bu, finansal piyasaların temel yönlendiricisi “hırs” faktörünün nasıl doğduğunu da açıkça anlatmaktadır. Oyunun vaat ettiklerinin tamamını kazanma isteği ilk olimpiyatlardan bu güne kadar hiç değişmemiş bir duygudur.

Finansal piyasaların “hırs olimpiyatları” olduğu sanırız hatalı bir çıkarım olmayacaktır.

Hiç yorum yok: