13 Mayıs 2012 Pazar

Satranççı Fischer bir ekonomistti!

2008 yılında aramızdan ayrılan satrancın asi dâhisi Bobby Fischer arkasında anlaşılamayan bir hayat hikayesi bırakmıştır. ABD’nin tek dünya şampiyonu olup vatandaşlıktan çıkarılan, lisenin birinci sınıfından sonra okumayıp 15 yaşında satranç tarihinin en genç ustası olan, politik görüşleri ile sürekli tartışılan Fischer’in fırtınalı yaşamı satranç dünyasında bile saygınlık göremeyişine neden olmuştur. Maalesef uygarlık tarihi yetiştirdiği en önemli dehalarından birini birkaç kişi ile toprağa verme bonkörlüğünü göstermiştir. Yapmak istediği tek şeyin satranç oynamak olduğunu söyleyen Fischer irrasyonel bir ekonomistti de aynı zamanda. Satrancın tıpkı finansal piyasaların işleyişi gibi irrasyonel bir dehayla oynanabileceğini gösteren ilk ekonomist!

Satrancın 1972 yılına kadar dünyada tek hakimi Ruslardı. Fischer, 1972 yılında Rus Boris Spassky’i yenerek bu saltanata son vermişti. Sonrasında da satrancı bırakarak kaçak bir hayat yaşamaya başlamıştı.

Fischer, yaşadığı dönem boyunca satranç dünyasından fazla saygınlık görmese de bugün satranççıların saygın birer hayat yaşaması için gerekli ekonomik altyapıyı sağlayan kişiydi. 60’lı ve 70’li yıllarda satranç ustaları hak ettiklerinden çok daha az para kazanıyorlardı ve bu Fischer’in kabul edebileceği bir durum değildi. Bu yolda birçok kişi ve kurumla büyük bir savaşın içine girdi ve sonunda kazandı. Artık Fischer sayesinde tüm dünyanın izlediği müsabakaların gelirlerinin bir kısmı, bu gelirleri yaratan satranççılara gidebilecekti.

Fischer, bugünkü ekonomik sistemin başrol oyuncusu irrasyonel insanın en tipik özelliğini satrançta kullanarak çağının 30 sene sonrasına ışık vermiştir. Bu bilgiyi kullanma özelliğidir. Fischer, çağının tüm satranç kitaplarını çocukken okuyup ezberlemiştir. Fakat bu ona yeterli gelmemiştir. Kendi kendine Rusça öğrenerek Rus satranç kitaplarını okumaya başlamıştır. Satranç dünyasındaki tüm bilgiyi beynine hapsetmiştir. Fakat maçlara çıktığında bu bilgiyi asla kullanmamıştır. Tıpkı ekonomik sistem içinde karar veren irrasyonel insanın gerekli ve yeterli bilgi yerine içgüdüsel ve duygusal bilgiyi kullanması gibi Fischer da satranç tahtası üzerinde herkesin intihar olarak gördüğü hamleleri yaparak maçları kazanmıştır. Çünkü tek amacı kazanmaktır ve bunu yapmak için kendinden öncekileri taklit etmeye gerek olmadığını anlamıştır. Kendisine beraberliğin yeteceği maçlarda bile daima kazanmak için oynayarak tıpkı finansal piyasalarda daima kazanmak için yatırım yapan irrasyonel insanın özelliğini göstermiştir. Bununla da yetinmeyip klasik ekonominin kurallarına meydan okuyan bugünün finansal piyasaları gibi kendi satranç stili olan Fischer satrancına geçilmesini önermiştir. Satrancı sadece bir mantık oyunu olarak görenlere karşı ışığın düzeyi, koltukların yumuşaklığı ve satranç tahtasının şekli gibi duygusal ve bilişsel faktörleri öne sürerek maçlara çıkmayacağını söylemiştir. Satrancın neredeyse tüm kurallarına karşı çıkmıştır. Koşullarını kabul etmediği bir maça çıkmayarak şampiyonluğu Karpov’a bırakırken hiçbir sıkıntı duymamıştır. Bugün fiziksel, sosyal ve duygusal faktörleri kendimiz için ayarlamadan hangimiz işimiz veya evimiz de zaman geçirebiliriz. 6 yaşındayken söylediği “Bu da her oyun gibi; sadece biraz daha karmaşık” sözü bugün finansal piyasaların çarpıcı bir tanımlaması olarak rahatlıkla kabul edilebilecek türdendir.

Fischer’in nasıl satranç dâhisi olduğu hala merak konusudur. Çocukluk dönemi hariç hayatı boyunca ne hocası, ne de danışmanı olmuştur. Kasparov bir keresinde onun hakkında, “Sovyet satranç merkezleri için gerçek bir problem” diye bahsetmiştir. “Çünkü Fischer’ı görenler eğitim almadan da satranç dâhisi olacaklarını düşünüyorlar.” Bu satranç için pek geçerli bir yöntem görünmese de finansal piyasalar için son derece geçerlidir. Usta bir yatırımcının iyi bir eğitim almasına gerek yoktur. Bugün dünyanın en büyük yatırımcılarından George Soros üniversite okumamıştır.

Rakipleri daima küçük kazanımlarla oynarken Fischer her hamlesinde büyük bir ihtirasla saldırmıştır. Bu yapısı yatırımcıların paralarını vadeli hesaplar gibi küçük ve garanti kazanımlar sağlayan yatırımlar yerine hisse senedi ve türev ürünler gibi riskli alanlara yatırmayı tercih ederek kısa zamanda çok fazla para kazanma düşüncelerine benzemektedir.

Fischer’in karşısında hangi rasyonel ve mantıklı hamle yapılırsa yapılsın 20 saniye içinde yapacağı ve kimsenin aklına gelemeyecek bir hamle ile rakibini evine gönderen bir stile sahipti. Satrancı ezberlenen açılışlarla değil taşları rasgele dizerek oynayalım diyecek kadar, kutsalmış gibi korunan mevcut rasyonel oyun stiliyle alay etmiştir. Bu onun irrasyonelliğinin temelini oluşturuyordu. Tıpkı bugünkü finansal piyasalarda her gün karşılaşılan sayısız akıldışı karar gibi. Fischer irrasyonel bir ekonomistti.

Bugün dünyanın gelmiş geçmiş en iyi satranç oyuncusu kimdir sorusuna herkesin farklı bir cevabı olabilir. Cabaplanca’nın muhteşem satranç yeteneği, Tal’in hala unutulamayan oyunları, Karpov’un ustalığı ya da Kasparov’un bugün itibarıyla ulaştığı zirve onları öne çıkarabilir. Bu nedenle cevabı vermek çok zor. Ama kesin olan bir şey var. Fischer haricinde cevap verenlerin kafasında daima bir şüphe olacaktır…

Fischer dünyanın en hayranlık duyulan satranç oyuncusudur hiç şüphesiz. Ama bundan daha önemlisi satrancın rasyonel dünyasını irrasyonel düşünce şekli ile sarsarak bu dünyayı etkilemiştir. 1998 Nobel Ekonomi Ödülü sahibi ve ekonominin yeni başrol oyuncusu irrasyonel insanın yaratıcılarından Herbert Simon bu yaklaşımı şöyle açıklar: “Bir satranç oyuncusunun karşısında sayısız seçim imkanı vardır. Mümkün olan bütün hamlelerin sonuçlarını gözden geçirmek, rakibinin her mümkün hamleye nasıl karşılık vereceğini, bu karşılığa verilecek en iyi karşılığın ne olduğunu son hamleye kadar hesaplamak rasyonel bir satranç oyuncusunun en önemli ilkesidir. Ama satranç böyle oynanmaz. Oyuncular sadece birkaç durumu göz önüne alarak, birkaç durumdan kaçınmak ve birkaç noktaya ulaşmak için hamle yaparlar.”

İşte Bobby Fischer satrancın doğasındaki bu irrasyonelliği dünyaya gösteren ilk kişiydi. O dünyanın en iyi satranç oyuncusu ve ilk irrasyonel ekonomistiydi.

Hiç yorum yok: