2 Mayıs 2012 Çarşamba

Senin hikayen!

“Sizi tanımayan biri sizin hikayenizi yazabilir mi?”

Bu soruyu daha önce kendine sorup da cevap alamayanlar varsa cevabı hemen söyleyelim. Evet, yazabilir!

Finansal sistem içindeki insanlar birbirlerini hiç tanımasalar da benzer bir karar verme mekanizmasına sahiptirler ve bu karar verme mekanizması kişileri, birbirlerini tanımasalar da benzer hataları yapmaya sevkeder. Bu nedenledir ki Romalı şair Horatius’un iki bin yıl önce şöyle demiştir: “Quid rides? Mutato nomine, de te fabula narratur!” Ne gülüyorsun? Adı değiştirirsen, anlatılan senin hikayendir!

Sözü fazla uzatmayalım ve sizin hikayenizi anlatmaya başlayalım. Finansal piyasa oyuncuları her gün doğruyu bulmak adına birçok kararlar verirler. Verdikleri kararlarda yardımcıları çoğu zaman mantıklarıdır. Tek amaçları en doğru kararı vermektir. Fakat karar aşamasında farkında olmadan gözardı edilen bir etken karar verme sistemini etkiler ve kişiyi hataya yönlendirir. İşte bu etken duygulardır.

Birçok yatırımcı veya sıradan insan kararlarında duygusal olmadıklarını düşünseler de aşağıda anlatacağımız hikayeyi okuduktan sonra verecekleri kararda nasıl yanıldıklarını ve duyguları ile hataya nasıl yönlendirildiklerini göreceklerdir. Fakat yapılan karar verme hataları finansal sistem için hayati bir öneme sahiptir. Çünkü finansal sistemin denge halini yaratan bu hatalı kararlardır.

Amerikalı sosyolog Charles Perrow, ‘normal kaza’ adını verdiği teorisinde karmaşık sistemlerin işleyişini açıklar. Karmaşık bir sistem içinde, bir veya birden çok hatanın beklenmeyen etkileşiminin normal bir kaza sayılacağını söyler. Bu tür kazaları olduktan sonra görmek çok kolaydır ama öngörmek oldukça zordur. Olasılıksal bir şansızlık veya fonksiyonel bir yetersizlik sonucu değil hataların olağandışı etkileşimleri sonucu gerçekleşirler. Tıpkı finansal sistemde olduğu gibi. Son derece karmaşık bir yapıya sahip finansal sistem içinde yapılan bir veya birkaç hata bir anda sistemin geri kalanıyla etkileşerek ortaya normal bir kaza çıkarır.

Şimdi normal bir kazanın nasıl ortaya çıktığını ve bu kazanın nasıl sizin hikayeniz olduğunu gösteren hikayeye geçelim. Hikayedeki soruya hep beraber yanıt bulmaya çalışalım. Hikaye kısaca şöyle:

Bir kömür madeninin patlaması sonucu işçiler yeraltında mahsur kalmıştır. 2 ayı aşkın süredir yerin 700 metre altında yaşayan madencilerin yeryüzüne çıkarılması çalışmalarında son aşamaya gelinmiştir. Madenciler, bulundukları yere doğru açılan delikten inecek 70 cm. genişliğinde bir kapsülle teker teker yeryüzüne çıkarılacaklar. Her bir işçinin çıkışı yaklaşık yarım saat sürecektir. Çıkış sırasının belirlenmesi için madenciler üç gruba ayrılır. Psikolojik ve fiziksel açıdan kötü durumda olanlar, psikolojik ve fiziksel açıdan iyi durumda olanlar ve ortalama şartlara sahip diğerleri. Soru şu: Siz olsaydınız önce hangi madenci grubunu çıkarırdınız?

Olasılıkları beraber değerlendirelim. İçinde biraz merhamet duygusu olan birinin böyle bir durumda ilk çıkaracağı madenciler elbette ki fiziksel ve psikolojik açıdan en kötü durumdakiler olacaktır. Bu şüphesiz en doğru karar gibi görünmektedir. Durumu ağırlaşanlara derhal tıbbi müdahale yapılması rasyonel bir gereklilik gibi de durmaktadır. Peki, bu karar gerçekten doğru bir karar mıdır?

Bu hikaye aslında birçoklarının hatırlayabileceği üzere 2010 yılı Ağustos ayında, Şili’de yaşanan bir dramı anlatmaktadır. Göçük nedeniyle 2 ay boyunca yerin 700 metre altında karanlıkta yaşayan 33 madencinin hikayesidir. Konu uzun bir süre dünya gündemini meşgul etmiş ve birinci haber olmuştu. Hikayeyi hatırlayanlar sonunda hepsinin kurtarılmış olduğunu da hatırlayacaklardır. Fakat kurtarma sırası birçoklarının öngördüğü gibi olmamıştır.

Şili Sağlık Bakanlığı göçükten ilk çıkarılacakların fiziksel ve psikolojik açıdan iyi durumda olanlar olduğunu açıklamıştı. Ardından kötü durumda olanlar ve en sonra da diğerleri çıkarılacaktı. Bu karar biraz duygu ve mantık sahibi olan herkesi şaşırtmıştı. İyi durumda olanlar biraz daha bekleyebilirdi. Oysa kötü durumdakiler her an ölebilirlerdi. Tartışmalar bir süre devam etti. Ama bu öncelik sırası değişmedi. Önce iyi durumda olanlar çıkarıldı. Peki ama neden?

Bakanlık bu şaşırtıcı kararın nedenini şöyle açıklamıştı: “Eğer göçükte bir sorun olur veya madencilerden biri rahatsızlanırsa, kurtarmaya yardım için bu madenciler göçüğe geri indirilecekler. Çünkü oradaki şartlara en iyi adapte olacak olanlar iyi durumdaki madencilerdir...”

Bu açıklama sanıyoruz birçok insanın düşünce ve karar hatasına düştüğünü açık şekilde göstermektedir. Hem duygular hem de mantığın rasyonel çalıştığı görüntüsü altında bile nasıl hatalı kararlara ulaştığını ortaya koymaktadır. İşte bu nedenle bu hikaye ‘senin’ hikayendir. Finansal piyasalarda, doğruyu bulmak adına verilen kararlarda da karar verenin adını değiştirdiğimiz sürece öğreneceğimiz daima senin hikayen olacaktır.

Hiç yorum yok: