Sosyal hayatımızda finans ile ne kadar ilişkisiz olursak olalım finansal krizler her zaman hepimizi ilgilendirir. Çünkü birçok insanın hayatı paraya endeksli bir hale gelmiştir. Depremi bile önceden haber veren sistemler geliştirilirken, krizlerin yaklaştığından bizi kim haberdar edecek?
İktisatçılar finansal krizlerin doğal afet olmadığını onları yaratan koşulların önceden oluştuğunu söylerler ve buna da bizi oldukça iyi inandırırlar. Fakat iktisatçıların ortak bir kararla krizin geldiğini söyledikleri bir krizi hiçbir zaman göremedik. Neredeyse dünya her beş yılda bir büyük bir kriz yaşarken iktisatçıların bir tekini bile ortak kararla öngörememiş olmaları bilim adına büyük utanç olarak kabul edilebilir.
Dünyanın son yüzyılda yaşadığı iki büyük kriz öncesinde halkın yeterli düzeyde iktisatçılar tarafından uyarılamamış olması tahribatı daha da arttırmıştır. 2007 krizinde Roubini hariç hiçbir iktisatçı krizin geldiğini açıklıkla söyleyememiştir. Üstelik Roubini alay konusu yapılmıştır. Böyle bir ortamda insanların ekonomistler tarafından uyarılmış olduğunu söylemek hiç kolay değildir; ki öyle de olmuştur. Peki ya son yüzyılın en büyük krizi? Orada ne olmuştur dersiniz?
Bir borsa broker’ı olan Roger Babson, 1929 yılında, krizin birkaç hafta öncesinde büyük bir ekonomik çöküşün yaklaştığını söylemiştir. Yatırımcılar inanacak gibi olsalar da Amerika’nın yetiştirdiği en büyük üç ekonomistten biri olan Irving Fisher (diğerleri James Tobin ve Milton Friedman) bu görüşe şiddetle karşı çıkarak, piyasaların seviyesinin normal olduğunu ve çöküş ihtimalinin olmadığını söylemiştir. Fakat piyasalar her zaman olduğu gibi ekonomisti değil, analisti dinlemiş ve 1929 ekonomik buhranı birkaç hafta sonra başlamıştır.
Ortak aklın dünyadaki en büyük sembollerinden sayılan wikipedia iktisatçıyı (ekonomist) şöyle tanımlar: “Kaynakların insan ihtiyaçlarını en iyi karşılayacak şekilde kullanılması, sınırsız insan ihtiyaçlarının kıt kaynaklarla karşılanacak olanların belirlenmesi, ihtiyaçları karşılayacak mal ve hizmetlerin üretiminde kaynakların en iyi şekilde dağıtılması, üretilen mal ve hizmetlerin bölüşümü konularında çalışan kişidir.”
Yukarıdaki tanımda yazanların hepsine açıklama getiren ender ekonomistlerden biri Irving Fisher’dı. Geliştirdiği teorilerle neredeyse paranın ve ekonominin gizli doğasını tanımlamıştı. Fakat burnunun ucundaki krizi göremeyecek kadar piyasalara uzaktı ve bir o kadar da anlayışsız.
Bizi krizlere karşı iktisatçılar uyarmayacaksa kim uyaracak? Ortak aklın iktisatçı tanımı, iktisatçıların yaklaşan finansal krizlere karşı insanları uyarırlar diye bir görevinden bahsetmemiştir. İhtiyaçlar, kaynaklar, dağıtım ve bölüşüm gibi konulardan bahsetmiştir. Eğer iktisatçılar sadece bu konularla uğraşacaklarsa bugün kendilerine ihtiyaç kalmamış demektir. Çünkü bugün yaşadığımız dünyada en küçük şirket bile, sizin neye ihtiyacınız olduğunu, bunu hangi kaynaklarla ne kadar düşük fiyata üreteceğini, evinize kadar getirip nasıl teslim edeceğini ve bundan isteyen herkese istediği kadar üretebileceğini taahhüt etmektedir. Yani iktisatçının yaptığı her şeyi yapıyor.
Öyleyse söylenebilecek fazla bir şey kalmıyor: İktisatçı maktulen vefat etti!
1 yorum:
Ceteris paribus'un toplam profesör istihdam kapasitesi tüm dünyada iki elin parmaklarını geçmemesi gerekirken anlı şanlı prof.larımıza akıntıya kapılan balığın ölü balık olduğu argümanını hatırlatmak için geç kalmış olabiliriz.
Yorum Gönder