4 Kasım 2012 Pazar

Hayal etmek başarısızlık getirir!

Finansal piyasalarda yatırım yapan birçok amatör yatırımcının pişmanlıklarının temelinde hayal ettikleri ve inandıkları başarıya bir türlü ulaşamamaları yer alır. Sonrasında finansal piyasalara duyulan bir nefrete dönüşen bu durum kişiler ve finansal piyasalar arasında gereksiz bir yalıtım oluşturur. Peki ama bu nereden kaynaklanmaktadır?

Kişisel gelişim tekniklerinin en önemli ilkelerinden biri başarıların önce hayal edilerek gerçekleşeceği ilkesidir. Bu masum ilke ilk bakışta son derece mantıklı ve kabul edilebilirdir. Rasyonel dünyanın gereklerine uygun gibi durmaktadır. Pek çok kitap, CD, eğitim kursu, hayal etmenin mutluluğu yakalamanın ilk şartı olduğunu anlatır durur. Fakat irrasyonel dünya hiç de öyle değildir. Yapılan araştırmalar hayal etmenin hedeflere ulaştırmada etkili olmadığını hatta tam tersi hedeflerden daha da uzaklaştırdığını ortaya koymuştur. İnsanlar bu tür pembe masallara neden inanma ihtiyacı duyarlar?

Birkaç yıl önce tüm dünyada best-seller olan Rhonda Byrne’e ait The Secret-Sır adlı kitap tam da böyle bir yanılsama sunuyordu. Sahip olmak istediğiniz şeylerin önce hayalini kurun ve inanın diyordu. Sonra hepsine sahip olduğunuzu göreceksiniz kehanetinde bulunuyordu. Bu pembe öğütler herkesi derinden etkilemişti. Peki, bu öğütler gerçekten işi yarıyor mu?

California Üniversitesi bilim insanlarından Lien Pham ve Shelley Taylor 1999 yılında “From thought to action” (Düşünceden eyleme) adlı bir makale yayınlarlar. Makale o güne kadar bu tür kişisel gelişim hikayelerine inananları tam anlamıyla şoke eder. Çünkü bunların hiç de doğru olmadığını söylemektedir.

Pham ve Taylor birçok deney yapmışlardı ve deneylerde ulaştıkları hep aynı sonuçtu: Hayal kurmak başarı değil, başarısızlık getiriyor.

Yapılan bir deneyde öğrencilerden birkaç hafta sonra yapılacak bir sınavdan yüksek not aldıklarını her gün hayal etmeleri istenmiştir. Öğrenciler de her gün bunu hayal etmişler ve derslerini öyle çalışmışlardır. Deneye katılan diğer öğrenci grubundan ise böyle bir şey istenmemiş ve sadece ders çalışmaları talep edilmiştir. Eşit sürelerle ders çalışmalarına rağmen sonuçlar hiç de beklenildiği gibi değildir. Hayal edenler sınavdan düşük not alırken, etmeyenler daha yüksek not almıştır. Peki ama neden? Hayal edenler neden başarısız olmuştur dersiniz?

Kıbrıslı heykeltıraş Pygmalian, güzel bir kadın heykeli yapar. Fakat heykel o kadar güzeldir ki Pygmalian heykeldeki kadına aşık olur ve güzellik tanrıçası Venüs’e ona hayat vermesi için yalvarır. Venüs bu isteği kabul eder ve Pygmalian ile kadın mutlu bir aşk yaşarlar. İşte, kendini “gerçekleştiren kehanet” ya da Pygmalian etkisi denilen antikçağdan kalma bu olgu bugün hayatımıza giren “önce hayal et” şeklindeki pembe masalların temelini oluşturur.

Bir durumun yanlış tanımlanması, bir süre sonra yanlışın doğru olarak kabul edildiği bir davranışa dönüşmesine neden olur. Eğer bir öğretmen bir sınıftaki öğrencileri başarılı ve başarısızlar diye ikiye ayırır ve bu ayrımı öğrenciler de fark ederse, başarılı diye ayrılanlar diğerlerine göre daha başarılı olmak için daha fazla çaba gösterirler. Yani yapılan bir yanlışlık bir davranışa dönüşür ve sonuçta kehanet kendi kendini gerçekleştirmiş olur.

Birçok amatör yatırımcı bu tuzağa kolaylıkla düşer. Yeterli bilgi ve araştırma yapılmadan verilen yatırım kararlarında, inancın başarılı olacağı düşünülür. İnanılan hisse senedinin, döviz veya altında alınan pozisyonun her şeye rağmen sonunda gerçekleşeceğine büyük bir sadakatle inanılır. Hayallerin gerçek olacağı Newton fiziğiyle sabittir sanki… Fakat bu tür yatırım kararları çoğu zaman başarısızlıkla sona erer.

Kısacası eğer finansal piyasalarda işlem yapan biriyseniz bilmeniz gereken şey şudur. Kendinizi hangi hayale inandırırsanız inandırın, karar sisteminiz size “HAYIR” diye bağırmaz, “TUTARSIZ” diye bağırır. Fakat o sesi duyan çok az insan vardır.

2 yorum:

volkan degirmenci dedi ki...

Ama ne olursa olsun insanlar bu gerçeği bir türlü görmek istemiyorlar gibime geliyor.

Adsız dedi ki...

Pham ve Taylor'un makalesinin orjinalinde deney sizin buraya aktardığınız gibi değil sayın yazar. Bir okuyup düzeltin isterseniz makaleyle ilgili girdinizi. Saygılar