Global ekonominin karışık hali anlaşmazlıkları arttırmış durumda. Neredeyse kimse kimseyle anlaşamıyor. Avrupa Birliği ülkeleri bütçe görüşmelerinde kısa bir sürede anlaşacak gibi görünmüyorlar. Büyük finansal kuruluşlar sermayelerini düzenleyici kuruluşların istediği seviyeye çıkarmak hususunda inat ediyor. Kazanan şirketler daha fazla vergi vermeye yanaşmıyor. Yatırımcılar düzenlemelerin ayak bağı olmasını istemiyor. Neredeyse ekonominin tüm organları büyük bir anlaşmazlık anlaşması yapmış gibi davranıyor. Peki ama finansal piyasalardaki bu anlaşmazlık ruhu nereden kaynaklanıyor?
Son zamanlarda daha şiddetli bir hal aldığı düşünülse de finansal piyasaların doğasında gizli bir anlaşma bozma güdüsü vardır. Düzenlemeler ne kadar mükemmel olursa olsun manipülasyon, spekülasyon ve suiistimaller ile anlaşmalar bir şekilde ihlal edilir. Aşırılıklar, ekonomi tarihinin her döneminde düzensizliğin artması ve krizler şeklinde geri dönmüştür. Peki ama insanlar bu kadar kolay bir şekilde nasıl oluyor da düzenlemeleri görmemezlikten geliyorlar? Ya da başka bir şekilde söylersek, normal şartlar altında hiç de hoş karşılanmayacak bu tür davranışlar neden tercih ediliyor?
Erkekler, yüksek topuklu ayakkabı giymenin rahatsızlık verici bir şey olduğunu düşünürler ve kadınların neden yüksek topuklu ayakkabı giymeye devam ettiklerine pek anlam veremezler. Yüksek topuklu ayakkabı giyen kadınların ilgi toplama ihtimalinin daha yüksek olduğunu bilseler de altındaki içgüdüyü tam olarak kavradıkları söylenemez.
Yüksek topuklu ayakkabı tercih eden kadınlar bunun nedenini oldukça iyi bilirler. Yüksek topuklu ayakkabı boyu daha uzun gösterirken kadınları daha dik yürümeye yöneltir. Göğüsleri öne doğru, kalçaları arkaya doğru itmeye zorlayarak kadınlara has vücut biçimini belirginleştirir. Abartılı kadın figürü erkeklerin hoşlandıkları bir şey olduğu için kadınların rekabet yeteneğini arttırır. Fakat aradığımız cevap bu değil. Peki ya tüm kadınlar yüksek topuklu ayakkabı giyerse?..
Şimdi biraz oyun teorisi yapalım ve bu sorunun yanıtını bulmaya çalışalım. Eğer tüm kadınlar yüksek topuklu ayakkabı giyerse tek bir kadının yüksek topuk giyerek yarattığı avantaj teorik olarak ortadan kalkar. Boy göreceli bir kavram olduğu için kısa boylu kadınlar yine diğerlerinden kısa gözükeceğinden bir rekabet üstünlüğü yaratamazlar. Ya da daha basit söylersek hiç kimse birbirinden daha uzun gözükemeyecektir. Şimdi oyun teorimizi biraz daha geliştirelim. Eğer kadınlar bir araya gelse ve yüksek topuklu ayakkabı olayını çözüme kavuşturmaya çalışsalar ne yaparlardı dersiniz?
Ekonomik teori açısından kadınlar maliyeti az olan yöntemi benimseyeceklerdir. Uzun topuklu ayakkabı giymenin zorluklarını düşünerek topuksuz ayakkabı giymek konusunda anlaşmaya varacaklardır. Böylece herkes olduğu gibi görünerek adilane bir ortam yaratılacaktır. Kadınlar birbirlerine göreli bir rekabet üstünlüğü sağlamayarak manipülasyondan ve oluşabilecek anlaşmazlıklardan uzak bir ortam yaratacaklardır. Şimdi bu noktada oyun teorimizin son sorusunu soralım. Peki, kadınların topuksuz ayakkabı giyme anlaşması yürürlüğe girdikten sonra ne olacak?
Yapılan tüm araştırma ve deneyler tek bir sonucu göstermektedir. Kadınlardan biri rekabet üstünlüğünü eline geçirmek için yüksek topuklu ayakkabı giymeye yeniden başlayacak ve doğal olarak anlaşma bozulacaktır.
Sanıyoruz bugün finansal piyasalarda neden insanların yapılan tüm düzenleme ve anlaşmalara rağmen manipülasyon, spekülasyon veya suistimallerle kendilerine rekabet üstünlüğü ve çıkar sağladığını anlatabilmişizdir. Çünkü bu bizim doğamızda var... Böyle durumlarla karşılaştığımızda artık şaşırmak yerine daima kendimize şu soruyu sormamız bizi bir nebze rahatlatabilir: Peki ya tüm kadınlar topuksuz ayakkabı giyerse?..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder