18 Kasım 2012 Pazar

Zengin ve yakışıklıysanız evde kalabilirsiniz!

Bugün artık finansal piyasalarda işlem yapan profesyonellerden amatörlere kadar herkes casino mantığı içinde düşünme yetisi kazandığı için, her gün büyük dalgalanmalar gösteren hisse senetlerinin fiyatının nasıl oluştuğu ve neyi ifade ettiği hakkında pek fazla bilgi sahibi değildir. Günlük faaliyetlerini gerçekleştiren firma çalışanları da şirketlerinde herhangi bir normal dışı durum olmadığını bilseler de şirketlerinin hisse senetlerindeki gün içi değişimleri normal karşılarlar. Peki ama her an değişen hisse senedi fiyatlarını nasıl yorumlamalıyız öyleyse? Bu kadar normal karşılamak bizi anormal durumuna düşürmez mi?

Ekonomistler bu değişimin mantıksal dışavurumunu genellikle etkin piyasalar hipotezi ile yaparlar. Piyasaların bilgi açısından etkin çalıştığını bu nedenle de hisse senedi gibi varlıkların mevcut bilgiye ve yeni bilgiye en yüksek hızda tepki verdiğini söylerler. Bir hisse senedinin değerinin mevcut bilgiyi içermesi oldukça mantıklıdır ama yeni bilgiyi içerdiğini söylemek biraz ezoterik olmaz mı? Ekonomistlere göre yeni bilgi şu anda bilinmeyen fakat gelecekte rastlantısal olarak ortaya çıkacak bilgi olarak tanımlanır. Kaba bir çıkarımla açıklamak gerekirse, bugün yaptığımız bazı tahminler bize gelecekte bir şeyler olacağını söyler ve sonra da bu olayların gerçekten olduğu varsayımını kullanarak hisse senedi fiyatlarını değiştiririz. Herkesin hayal gücü olduğu için de fiyatlar dalgalanır durur. Her ne kadar eleştirel yanı güçlü olsa da etkin piyasalar teorisi son derece karmaşık bir değerleme modeli kullanır. Şu ana kadar birçok bilimsel model ileri sürülse de bu değerleme modelinin hangi insan davranışından evrildiğini söyleyen çıkmamıştır. Gelin şimdi hep beraber hisse senetlerinin günlük fiyatlarının ardındaki irrasyonel insan davranışını bulmaya çalışalım. Bunu yaparken de daha kolay anlaşılmasını sağlamak için facebook örneğini kullanalım.

Dünyanın en büyük müşteri portföyüne sahip şirketi olan facebook 17 Mayıs 2012 tarihinde 38 dolar fiyat ile halka arz edildi. Dünya sosyal medyasını veya başka bir ifadeyle söylersek dünya düşünme, yaşama ve paylaşma işlem hacminin neredeyse tamamını elinde bulunduran facebook için 38 dolarlık başlangıç fiyatı son derece makuldü. Fakat facebook’un değeri halka arz olur olmaz düşmeye başladı. Önlenemez çöküş bugün bile sona ermiş değil. Facebook’un şu an değeri 23 dolar seviyelerinde. Hala insanlar facebook’ta hesap açmaya devam ederken, şirketler aktivitelerini facebook’a kaydırırken ya da kısaca dünya facebook ile yaşamaya devam ederken, şirketin hisse senetleri neden bu kadar düşük bir fiyattan değerleniyor? Hangi düşünce ve davranış şeklimiz bu fiyatı oluşturuyor? Ya da etkin piyasa hipotezini savunan ekonomistlerin bakış açısıyla sorarsak, gelecekte ne tür bir olayın olmasını bekliyoruz da bu bilgiyi şu anki fiyatlara yansıtarak fiyatı bu seviyelere düşürmüş bulunuyoruz?

Bu zor sorunun yanıtı kadınların anlaşılması oldukça zor bir davranış şeklinde saklı. Psikolog Simon Chu ve bir grup arkadaşı 2007 yılında “Too good to be true?” adlı bir makale yayınlarlar. Makale kadınların karar verme sisteminde o ana kadar ortaya konulamamış çok tuhaf bir şeyi ortaya çıkarmaktadır: “Bazı harikalar gerçek olmamalı!”

Chu ve arkadaşları kadınlar hakkında herkesin bildiği bir gerçekle yola çıkarlar. Kadınlar iyi görünüşlü ve mevki sahibi erkeklerden hoşlanmaktadırlar. Birçok kadını deneylerine konu eder ve bu varsayımların ne kadar doğru olduğunu uzun vadeli bir ilişki açısından test ederler. Yapılan deneylerde kadınlar birçok erkeğin fotoğraflarına ve kısa özgeçmişlerine bakarlar ve kararlarını veriler. Kadınların tamamına yakını iki farklı erkek modelini evlenilecek erkek olarak seçerler. Bunlar yakışıklı ama yüksek bir mevki sahibi olmayan erkekleri ile yakışıklı olmayan ama yüksek bir mevki sahibi olan erkeklerdir. Fakat bu sonuçlar araştırma ekibini oldukça şaşırtır. Çünkü kadınlar en mantıklı ve değerli evlilik seçeneği olan hem yakışıklı hem de mevki sahibi olan erkekleri seçmezler. Yani yakışıklı erkekler diğerlerine, yüksek mevki sahibi olanlar az maaşı olanlara tercih edilirken hem yakışıklı hem de yüksek mevki sahibi olan erkekler uzun vadeli bir ilişki ya da evlilik için tercih edilmemiştir. Peki, en rasyonel seçenek olan bu seçenek neden tercih edilmemiştir dersiniz?

Simon Chu ve arkadaşları bu kez araştırmalarını bu soruya yöneltir ve kısa zamanda kadınların neden böyle karar verdiğini bulurlar. Kadınlar şöyle düşünmektedir: “Hem yakışıklı hem de yüksek mevkili bir erkek tüm kadınlar tarafından hoş bulunacağından eşine sadık olmama ihtimali yüksektir.”

Evet kadınlar gelecekte olması muhtemel bir olayı olması yüksek ihtimalmiş gibi karar mekanizmalarına ekleyerek kararlarını vermişler ve hem yakışıklı hem de mevki sahibi erkekleri evlilik için tercih etmemişlerdir. İşte hisse senetlerinin fiyatlarının oluşmasında da kadınların bu karar verme sistemlerinin izleri vardır.

Facebook örneğine dönersek sosyal medya gibi 5 yıl, 10 yıl veya 20 yıl sonra hangi boyutta olacağı bilinmeyen bir alanda facebook gibi güçlü bir şirkete bile güvenemezsin. Bugün hem çekici hem de mevki sahibi biri gibi olsa da şirketin son derece hızlı değişen dünyada gelecekte başka bir trendin etkisiyle yok olup olmayacağını kim garanti edebilir?.. İşte bu risk bugünkü fiyatlara yansıtılır ve bunun sonucunda da fiyatların sürekli değişen yapısı ortaya çıkar.

Kadınların gelecek hayallerini gerçeğe dönüştürürken kullandıkları “bazı harikalar gerçek olmamalı” bakış açısında olduğu gibi piyasalar da şirketler ne kadar harika olsalar da geleceğin getirebileceği en olumludan en olumsuza uzanan her çeşit senaryoyu kararlarına yansıtarak fiyatların günlük dalgalanmalarına ve oluşmasına neden olurlar.

Finansal piyasalardaki herkes bugün hisse senetlerinin değerindeki dalgalanmayı sorgulamadan normal bulmaktadır. Alışılabilir olan her şey doğal gözükmeye başlarsa, doğal olmayan her şey de sadece alışılmış olmayan olarak görülür. Sonrasında da yaşanan en acı krizler bile sadece alışılmadık olarak değerlendirilip köklerindeki doğal olmayan davranışların ortadan kaldırılmasına asla yönelinmez. Bu nedenle de krizler kolay kolay çözülemez.

Hiç yorum yok: