2 Aralık 2008 Salı

Tier 1 ve Sermaye Yeterlilik Rasyosu

Global bankacılık krizi bankaları silkelemeye devam ederken, gerek yatırımcılar, gerek düzenleyici kurumlar ve gerekse bankalar, aynı noktaya odaklanmış durumdalar: Borç ödeme gücü. Ya da bilinen yaygın adıyla “sermaye yeterlilik”.

Bir bankanın sermaye yeterliliği ne zaman düşük/yüksek/normal seviyededir?

Bankaların sermaye yeterlilik rasyolarının hesaplanması ve bu hesaplamalar sonucunda sermaye yeterliliği üzerine çıkarımlarda bulunmak oldukça karmaşık süreçler içerir.

Basel II düzenlemeleri, bankaların, bilançolarında yer alan varlıkları nedeniyle taşıdıkları finansal riskleri (kredi riski ile faiz, kur ve likidite risklerini içeren piyasa riski) ve operasyonel riski kompanse etmeye yetecek kadar bir sermayeye sahip olmalarını istemektedir. Dünyadaki tüm bankalar tarafından aynı yöntemle hesaplanması istenen bu oranın, minimum %8 olması tavsiye edilmektedir.

Basel kriterlerine göre sermaye 3 katmana (tier) ayrılmıştır:

Tier 1 (Ana Sermaye): Ödenmiş sermaye, dağıtılmamış kar ve yedek akçelerden oluşur.

Tier 2 (Katkı Sermaye): Gizli yedekler, kredi karşılıkları, yeniden değerleme, hibrit bonolar, sermaye benzeri krediler vb. kalemlerden oluşur.

Tier 3: Tier 1 ve Tier 2 sermayelerin karışımından oluşur.

Sermaye büyüklükleri hesaplandıktan sonra, aşağıdaki oran kullanılarak sermaye yeterlilik rasyosu hesaplanır:

Tier1+Tier2+Tier3
------------------------------------------------------------------------------------
Kredi Riski Ağırlıklı Varlıklar+Piyasa Riski Ağır. Varlk.+Operasyon Riski Ağır.Varlk.

Bu hesaplama sonucunda ulaşılan değer %8’den küçükse sermaye yetersiz, büyükse sermaye yeterlidir sonucuna ulaşılabilir.

“The Banker” dergisinin yaptığı büyük bankalar sıralamasında da kullanılan Tier1, bankaların finansal güçlerini kıyaslamada en sık kullanılan orandır. Oranın bulunabilmesi için ana sermayenin hesaplanmasından sonra, risk ağırlıklı varlıkların toplam değerinin bulunması gerekmektedir. Basel kriterlerine göre risk ağırlıklı varlıklar, varlıkların 4 farklı gruba ayrılarak ilgili risk ağırlığıyla çarpılmasıyla elde edilir. Örneğin ulusal ratingi 3A olan bir ülkenin hazine kağıtlarına yapılan yatırım %0 (risksiz) riskli olarak kabul edilirken, ratingi BB(-) olan bir ülkenin hazine kağıtlarına yapılan yatırım %100 riskli olarak değerlendirilmektedir. Basit bir hesaplamayla;

100 birimlik aktifin tamamı 3A ratingli yatırımları içeriyorsa, hesaplamada 0 olarak,

100 birimlik aktifin tamamı BB(-) ratingli yatırımları içeriyorsa, hesaplamada 100 olarak

dikkate alınacaktır.

Basel’in uygulanmaya başladığı ilk dönemlerde bankaların sermaye yeterlilik rasyoları, varlıkların sermayenin kaç katı olduğuna bakılarak hesaplanıyordu. Bu yaklaşım, varlıkların risk profilini dikkate almaması nedeniyle zamanla değişti. Bankaların, daha riskli varlıklar için daha yüksek sermaye bulundurması gerekliliği, bugünlerde daha bir önemle hissedilmeye başlandı. Sanırız giderek de önem kazanacak.

Son olarak Temmuz ayı itibariyle Tier1 sermayesi en büyük 25 banka: (resmi büyütmek için üzerine tıklayın)

Bankaların sermaye yeterlilik rasyoları ile ilgili ayrıntılı bilgilere Finansal Krizin Gizli Doğası: Maça Kızı Efekti adlı kitabımdan ulaşılabilir...

Hiç yorum yok: