6 Temmuz 2009 Pazartesi

Düzelme balonu sönüyor!



Global ekonomiyi yakından gözlemleyenler son günlerde aynı sonuca odaklanmış durumdalar: “Aldatıldık!..”

Aylardır ekonomi-politikaları yapıcıları, 2009’un ikinci yarısının “finansal krizin sonu” olacağını söyleyip duruyorlardı. Doğası gereği iyimser olan yatırımcılar da bunlara fazlasıyla inanmıştı. Fakat tüm dünyada tarihi seviyelerine çıkan işsizlik rakamları, aynı hızla gerileyen sanayi üretimi, 1930’lardakinin iki katı hızla eriyen global ticaret, düşen tüketici harcamaları ve likidite enjekteleri sonrası yaratılan tarihi bütçe açıkları, “köşedeki düzelme”nin 2009 yılının en büyük balonu olduğunu bir kere daha ortaya koydu.

Önemli hisse senedi yatırımcıları, “ayı piyasasının sonu” diyerek alım yönlü tavsiyelerde bulundukları hisse senetlerini, “fırtına öncesi sessizlik” olarak nitelendirdikleri şu günlerde satmak için sıraya geçmiş haldeler.

İyimser yatırımcılar, derin resesyonları güçlü iyileşmelerin takip ettiğini tarihsel verilerden çıkarmışlardı. Ama gözden kaçırdıkları bir realite vardı. Tarihin hiçbir krizinde bu denli büyük bir borçlanma düzeyi yoktu. Arka arkaya şişirilen balonlar keskin bir deflasyonla sönerken, toksik varlıkların sonu gelmez erimesi hiç hesaba katılmamıştı.

Son 10 yıl içinde, krizin dönüş yollarını iyi niyet taşlarıyla ören kredi balonunun nasıl yaratıldığını hala merak edenler varsa, 30-40 yıl öncesinin “geçmiş güzel günlerini” hatırlayan bir yakınlarına sorabilirler. Alacakları yanıt şu olacaktır: “Geçmiş güzel günlerde, krediyi ödeyemeyecek olana kredi verilmezdi.” İşte tüm hikaye budur. Sorumluluk ve sağduyu eksikliğiyle verilen krediler bugün düzelmenin önündeki en karanlık engel olarak durmaktadır.

Artan işsizliğe rağmen, düzelme yönlü sinyaller almak istiyorsak alınan bu kredileri bir şekilde ödemek zorundayız. Peki ya hiç kimse bu kredileri ödemezse? Birçoklarının kafasında bu tuhaf paradoksun olduğuna eminim. Cevap her zamanki gibi doğanın casino’sunda saklı: “Köpekleri herkes bilir ve saygı duyar: Çünkü onlar ısırır!”

Hiç yorum yok: