7 Mayıs 2013 Salı

Ekonomi yoga sevmez!

Merkez bankasının sistemli çabaları sonrası reel faizlerin eksi seviyelere dönmesi sıradan insanlar için karmaşık bir durum yaratıyor. Böyle bir ortamda ekonomik davranış şeklinin ne olacağı ve sonucunda ne getireceği büyük merak konusu. Merkez bankası görevini yapmanın mutluluğu içinde. Yani faizler kontrol altında. Peki ama bu ne ifade ediyor?

Sanskrit dilinde “kontrol altında tutmak” anlamındaki sözcükten türeyen kavram yoga’dır. Vücudumuzdaki sözde (bilimsel olarak henüz kanıtlanmamış olduğundan) enerji merkezlerini açarak beden ve zihni uyumlu hale getiren omurgayı esnetme hareketlerine kısaca yoga deniyor. Başlamadan önce, sunduğu güçlü edebiyata bir göz attığınızda, bu şaşaalı retorikten bile şifalanabilirsiniz. Ardından bir de önerilen egzersizleri yaparsanız artık üstün bir insan modeli oldunuz demektir. Güneşe selam ile başladığınız yol sizi kısa sürede Van Damme gibi iki bacağınızı açarak yere oturmaya kadar götürecektir! Üstüne tütsüyü de yaktınız mı!.. Peki ama yoga gerçekten sağlığa yararlı mı?

Yoga, statik germe ile esnekliği arttırdığını söyler. Derin nefes alma ve meditasyon teknikleri ile de rahatlama hali yaratır. Esneklik kültürüne tapınma nedense insanları daha fazla esnekliğe ihtiyaç duymaya yöneltir. Ünlü spor uzmanı Vern Gambetta’ya göre aşırı esneklik, eğer beraberinde aynı düzeyde bir güç getirmediği sürece oldukça tehlikelidir ve beraberinde eşiti bir düzensizlik getirir. Yoganın statik doğası sportif performansı maalesef arttırmaz. Yoganın gücü arttırmasının tek koşulu vücut ağırlığının da artmasıdır. Bu da istenen bir durum olmadığına göre esneklik kültürüne tapınmak fiziksel düzensizliği göze almak demektir.

Bazı yoga teknikleri esnetmeyi tetiklemek için aşırı dozlu ısıtma teknikleri kullanır. Spor hekimi Robert Gotlin’e göre kaslar ısıtıldığında %25 düzeylerinde bir genişlemeye maruz kalırlar. Statik germe egzersizleri başladığında gelen ani soğuma sakatlık riskini yükseltir. Dizler, sırt ve ayak bilekleri riskin en yüksek olduğu yerlerdir.

Yoga daima zararlı toksinleri vücuttan attığıyla övünür. Ama Kanada Araştırma Enstitüsünden Stephen Cheung’a göre, vücut toksinleri yoga ile değil, terleme ile atar ve bu yolla atılan toksinler de oldukça azdır.

Spor eğitmeni Eric Cressey’e göre kadınların diz üstü kasları arka ayak kaslarından daha dominanttır. Eğer bir kadının arka ayak kasını aşırı gererseniz kadın yavaşlar ve güçsüzleşir. Bu da çapraz bağ yırtıklarına sebep olur.

Times dergisi bilim editörü William J.Broad’a göre erkeklerin leğen bölgesinin kadınlarla aynı olmaması, erkeklerin kadınlara göre daha az esnek olması sonucunu yaratır. Aynı hareketlerin hem erkekler hem de kadınlar üzerinde yaptırılmaya çalışılması erkeklerin sakatlanma riskini arttırır.

Tüm bu riskler sonrasında ABD’de 1994 ila 2011 yılları arasında erkekler üzerinde yapılan araştırmalarda yoga yapanların yaklaşık %20’sinde sinir zedelenmesi, kırık ve çıkık gibi sakatlıklar tespit edilmiştir. Erkeklerin kendi kendini tedavi edeceğine olan maço inancı oranların olduğundan düşük çıkmasına neden olurken, kadınlarda sakatlık oranı daha da yüksektir.

Sağlığa yararını öve öve bitiremeyen, insan bedenini kontrol altında tuttuğunu söyleyen yoganın insan vücudu için taşıdığı riskler bugün merkez bankasının negatif reel faiz dönemi ile ekonomi için de ortaya çıkmış görünüyor. Yoganın esnetme ve germe ile yaptığını merkez bankası faiz oranlarını sistemli şekilde düşürerek yapmaktadır. Enflasyondan daha düşük seviyelere çekilen oranlar ilk bakışta insanları yatırıma yönlendirir bir hava yaratmaktadır. Fakat negatif reel faiz düzeyine esnetilen oranların, bu kadar esnemeye uygun olmayan ekonomik bünye için riskli olduğu açıktır.

Yerli yatırımcı için tasarrufun yatırıma kayması mevcut tasarruf açığının daha da artması anlamına gelecektir. Bu elbette ki ekonominin uzun dönem için aldığı bir risktir. Öte yandan yabancı yatırımcı için negatif reel faiz pek de anlamlı bir durum değildir. Hatta iştahlarını kabartan bazı fırsatları bile sunabilir.

Ekonomik dengenin güçlenmesi döviz kurlarını giderek zayıflamasına neden olur. İşte bu ortam carry trade yatırımcısının en sevdiği ortamdır. Borçlanma faizlerinin sıfırlar seviyesinde seyrettiği ülkelerden alınan krediler, hazine bonosu getirisinin görece yüksek olduğu bizim gibi ülkelere yatırılarak, aradaki faiz farkından ve değiş tokuş işlemleri ile de kur farkından çok kolay para kazanılır. İşte böyle bir durumda da döviz kaynaklarını kaybetme riski alırsınız.

Negatif reel faiz tıpkı yoga gibidir. Kısaca yeniden kıyaslarsak; yoga vücuttaki enerji merkezlerini açtığını söyler. Negatif reel faiz de yatırımın enerji merkezlerini açtığını… Ama ikisi de sözdedir. Tek gerçek krizde tasarruf yapana faturanın çıkarılacağıdır. Yoga vücutta gerçek gücü ortaya çıkarmaz. Negatif reel faiz de ekonominin gerçek görüntüsü değildir. Aşırı esnetme vücutta gerçek gücü ortaya çıkarmayacağı gibi ekonomi için de faizlerin negatif reel seviyelere düşmesi güçlü ekonomik yapının göstergesi değildir. Üstelik sakatlık riskini aşırı derecede de arttırır. Geçen yıl sabit kur seyri DİBS hacmindeki yabancı payını tarihi %25 seviyelerine çıkarması bunun basit bir göstergesiydi. Bakalım bu yıl ne olacak? İşte negatif reel faiz hikayesi sokaktaki insan için bundan ibarettir!

Hiç yorum yok: