22 Ekim 2014 Çarşamba

İcat çıkarma evladım; kısmetse olur!

Dünyanın en önemli "guru" katliamı 1978 yılında Amerika'da yaşandı. Çağın en etkili sahte peygamberlerinden Jim Jones, 911 müridini intihar etmeye ikna edecek kadar etkili bir guruydu. Katliama giden yolda Jim Jones önce kendini peygamber, sonra da sosyalist tanrı ilan etmiş, ardından da trajik son gelmişti.

Bugün bu tür olaylarla pek sık karşılaşmasak da guru denilen, okulu olmadığı için tanımlanabilir nitelikleri de olmayan kişilere bağımlılık oldukça yaygındır. Hatta kitle kültürü tarafından kişisel gelişim adıyla popülerleştirilen bir eğilimdir. Bilimin, sanatın, pozitif bilimlerin hakim olduğu bir dünyada bu tür eğilimlerin azalmış olması herkesin faydasınadır. Aklın hakim olduğu yerde sorunların çözümü de kolay olacaktır hiç şüphesiz.

Ülkemiz entellektüelliğinin hangi yönde yeşerdiğini, pozitif bilimlere olan tutkunun nasıl şekillendiğini, aklın ve bilginin ne kadar hakim olduğunu görmek için bir araştırma yapalım dedik. Acaba halkımız ne tür kitaplara ilgi gösteriyordu? Toplum olarak ne tür kitaplar okuyorduk?

Bunun yanıtını bulmak için kitap satış rakamlarını internet üzerinden açıklayan önemli bir kitap satış sitesinin (www.kitapyurdu.com) çok satanlar rakamlarına baktık. Acaba son bir yıl içinde en çok hangi kitaplar okunmuştu?

İlk baktığımız konu bilimdi. Kimyanın okullarda okutulmasına gerek olmadığını zaten biliyorduk. Peki diğer bilim dallarına gerek var mıydı? Bilim konu başlığında son yılın en çok satan ilk beş kitabı ve satış miktarları şöyleydi:

Incognita (D.Eagleman); 1.622 Adet
Kuantum Teorisi Felsefesi ve Tanrı (C.Taslaman); 1.352 Adet
Einstein Bulmacası (J.Stangroom); 1.032 Adet
Evrim Teorisi Felsefesi ve Tanrı (C.Taslaman); 808 Adet
Zamanın Kısa Tarihi (S.Hawking); 503 Adet

Anlaşılan her konuya yorum yapma yeteneğine sahip halkımız bilimsel konulara pek ilgi duymamıştı. Kimya kadar diğer bilimlere de pek gerek yoktu. Peki heykelleri aşırı müstehcen ya da ucube olarak eleştirebilen halkımızın sanatsal konulara ilgisi nasıldı? Sanat konu başlıklı kitaplardan en çok satan beş adedinin satış rakamları şöyleydi:

Sanatın Öyküsü (E.H.Gombrich); 651 Adet
Yeni Başlayanlar için Hat Sanatı (Ö.F.Dere); 482 Adet
Çizimin Sırları (B.Barber); 325 Adet
Mimarlık Okulunda Öğrendiğm 101 Şey (M.Frederick); 264 Adet
Gerçekten Bilmemiz Gereken 50 Sanat Fikri (S.Hodge); 184 Adet

Rakamları yorumlamak pek zor değildi. Sanattan gayet iyi anladığımız için kitaplarını okumaya gerek görmemiştik.

Acaba üç kıtaya ders verdiğimiz kültür konusunda durum neydi? Alışveriş merkezindeki Adidas bayisinin "siftah" edip etmediğini düşünen Nike bayisi kadar çok kültürlülüğe açık mıydık? Kültür konusunda en çok satan ilk beş kitabın satış performansı şöyleydi:

Bu Ülke (C.Meriç); 4.159 Adet
Beş Şehir (A.H.Tampınar); 2.973 Adet
İlber Ortaylı Seyahatnamesi (İ.Ortaylı); 2.357 Adet
Türk Ülküsü (H.N.Atsız); 820 Adet
Eski Dünya Seyahatnamesi (İ.Ortaylı); 499 Adet

Kültüre ilgimizin bilimden ve sanattan daha fazla olduğu hemen göze çarpıyordu. Söyleyecek bir şey yok gibiydi. Son olarak toplum mühendisliğinde dünyanın en önde giden ülkesi olmamızdan hareketle Sosyoloji kitaplarına baktık. Sosyoloji kitapları ne kadar satmıştı acaba?

Işık Doğudan Gelir (C.Meriç); 1.351 Adet
Okulsuz Toplum (I.Illich); 1.302 Adet
Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri (Kollektif); 987 Adet
Küreselleşme Sürecinde Türkiye'de İslam (C.Taslaman); 467 Adet
Kültürden İrfana (C.Meriç); 451 Adet

Toplum mühendisliğini zaten çok iyi bildiğimiz için sosyolojiye de pek ilgi duymamıştık anlaşılan.

Tüm rakamları istatistiksel açıdan değerlendirdiğimizde; en çok okunan ilk beş bilim kitabı 5.317 Adet satmıştı. En çok satan ilk beş Sanat kitabı 1.906, Kültür kitabı 10.808, Sosyoloji kitabı ise 4.558 Adet satmıştı. Bir toplumun entellektüellik seviyesini gösteren Bilim, Sanat, Kültür ve Sosyoloji gibi dört önemli konuda en çok satan beşer kitabın toplam satış miktarı 22.619 adetti. Bu rakamı biraz daha anlamlı kılmak için en çok satanlar listesindeki diğer kitaplara bakalım dedik. Edebiyat kitaplarının ağırlığındaki listeden adebiyat dışındaki kitapları çektiğimizde çarpıcı bir duruma rastladık. En çok satanlar listesindeki edebiyat dışı ilk beş kitap ve satış rakamları şöyleydi:

Allah De Ötesini Bırak (Uğur Koşar); 24.929 Adet
Elif Gibi Sevmek (H.Anıl Öztekin); 12.832 Adet
Bana Allah Yeter (U.Koşar); 9.691 Adet
Rabbin İçin Sabret (U.Koşar); 4.048 Adet
Kendini Bilen Rabbini Bilir (U.Koşar); 3.721 Adet

Rakamlar gerçekten düşündürücüydü. Bilim, Sanat, Kültür ve Sosyoloji konularında en çok satan beş kitap listenin en başındaki kitap kadar bile satmamıştı. Üstelik aynı yazarın diğer üç kitabı da en çok satanlar listesindeydi. Ve beş kitabın ortak özelliği ise dini değerlere gönderme yapan dilsel lafazanlık içermesiydi. Kitapların özetlerini okuduğumuzda, internette kolayca bulunabilecek New Age öğretilerin dinsel motiflere transpoze edilmiş halleri çıkıyordu karşımıza. Yani aslında yapılan şey Jim Jones'un vaizliğinden farklı bir şey değildi.

Hayatın anlamı üzerine özel bilgi sahibi olduğunu iddia edenler ve bundan dolayı da, başkalarına hayatın nasıl yaşanması gerektiği konusunda söz söyleme hakkı olduğunu sananlar, yani Jim Jones'lar, maalesef ülkemiz entellektüelliğine hakim olmuş durumdalar. Benim gurum iyi, seninkisi kötü gibi savunmaların, tanımlanabilir nitelikleri belli olmayan kişiler için bir anlam ifade etmeyeceği açık olduğuna göre, durumun vahameti ortadadır. Herkes kendi Jim Jones'unun peşinde koşarken bilim de giderek anlamını yitirmektedir. Maalesef eski atalarımızdan buyana bilime bakış açımız pek değişmemiştir: İcat çıkarma evladım; kısmetse olur!

2 yorum:

ouzhan dedi ki...

Toplumumuz her dönemde üstün ve kudretli varlıkların kanatları altında güvende hissetmiş; hayal dünyasında mutlu, mesut yaşamıştır. Bundan sonra da pozitif bilimler için de rüyadan uyanacağını; uyanmak için gayret göstereceğini zannetmiyorum.

Ozgur dedi ki...

Bu dini zırvaları okuyan insanlar bari mutlu olsalar, yine de olamıyorlar, sürekli bu vaazları veren peygamberleri gibi bir şeyleri yaymak istiyorlar, farklı görüşler onlara diken gibi geliyor ve tahammülsüzlüklerinin zirvelerini zorluyorlar. Bu denli çürümüş, rasyonelliğini kaybetmiş, fantezi dünyasında yaşayan beyinler elbetteki toplumun ilerici isteklerini de ele geçirdikleri devlet eli ile öldürüyorlar. Düzelir mi, nasıl düzelir ne zaman düzelir, gerçekten bu dünyaya, dünyevi bir yatırım yapmak için cevabını istediğim sorular.