30 Haziran 2015 Salı

Sezen Aksu'nun açılıma desteğinden anladığımız 8 şey!

Hafta sonu bir gazeteye verdiği "günah çıkarma" tadındaki röportajla Sezen Aksu'nun düşünce şeklini daha yakından görme fırsatı bulduk. Kendi ifadeleriyle, kalıcı barışa ve evrensel hukuk kuralları içinde demokratikleşmeye gidileceği yönünde kendisine söz verenlere inandığını söylüyor ve ekliyordu: İnsan umudundan pişman olmaz.

İktidara verdiği desteğe karşı zaman içinde bir aktivist ya da ilerici düşünceye sahip bir devrimciden daha çok, bir medya imgesi olarak, kalıcı barış ve evrensel hukuk kuralları içinde demokratikleşmenin ironik bir sembolü haline gelen Sezen Aksu, röportajında, aslında bize aldatılan kişinin kendisi değil de sokaktaki vatandaş olduğunu gösterir gibidir. Sezen Aksu'nun düşüncelerinin sokaktaki insan için nasıl bir aldatmaca içerdiğini öğrenmek istiyorsanız, aşağıda 8 madde olarak özetlediğimiz analize göz atmanızda fayda var.

Sezen Aksu'nun açıklamalarından anladığımız 8 şey:

1- "İnsan umudundan pişman olmaz" jesti yetersiz ve çelişkilidir
Özür dileme seçeneğine karşı insan umudundan pişman olmaz jestinin kullanılması son derece yetersiz ve çelişkilidir. Çünkü asıl cevap verilmesi gerekene cevap verilmiş değildir. "Düşüncesiz" davrandığını söylemekten uzak durmaktadır. Ne özür ne de umuttan pişmanlık duymama üzerinde odaklanılması, üzerinde durulması gereken en önemli iki seçenek değildir. Çünkü Aksu'nun daha fazlasını bilmek gerekliliği gibi bir görevi vardır. Bu, toplumun aydınları içinde yer alan sanatçının asli görevidir ve ertelenebilir değildir. Sanatçı evlenme vaadiyle kandırılabilecek bir kişi olmamalıdır. Aksi takdirde sanatçı değil medya imgesidir.

2- Duyulan umut değil uslu bir aktivizmdir
Kalıcı barışa ve evrensel hukuk kuralları içinde demokratikleşmeye duyulan umut birkaç şarkı söylemekle veya medya gücünü kullanarak atılan destek mesajlarıyla olacaksa, bunun adı "destek" değil, olsa olsa "uslu bir aktivizm" olur. Umut, bir fikir ve bu fikrin eyleme geçirilmesi için duyulan ihtiyaç olduğu zaman umuttur; iki cümle destek mesajı sadece uslu bir aktivizm yaratır. Bu da tüm dünyada iktidarların tam istediği şeydir.

3- Pragmatik kurallar tarafından yönlendirilen iş adamı gibi görünmeme düşüncesi
Sezen Aksu da birçok akıllı insan gibi, pop starları yaratan ekonomik ve politik makinanın, nefreti ve hukuksuzluğu da yarattığının farkındadır. Ama sürekli şarkı söyleyip para kazanan bir iş adamı gibi görülmektense, yüce idealleri gerçekleştirmeye çalışan bir iyi-niyet elçisi olarak görülmeyi tercih etmiştir. Kendi pop star kişiliğiyle ülkeyi yöneten liderlerin kalıcı barış ve demokratikleşme çabalarına destek verebileceğine inanmaktaydı. Temsil ettiği kesimin kim olduğu net olarak gözlemlenemese de vaatlerin, ertelemelerin, hayal kırıklıklarının ve tavizlerin dönme dolabında uzun bir süre sallanıp durmuştur. İş adamı değil duyarlı bir sanatçı olduğunu göstermeye çalışsa da sonuç onun kendi rolünden fazlasını oynamaya çalışan sınırlı yetenekli biri olduğunu göstermiştir.

4- Görünürlük ile az bulunurluk arasındaki kurnaz denge
Bir pop star kendi imajını yaymak, güçlendirmek, etkinleştirmek ve sahnelemek konularında uzman kişidir. Bu herkesin yapabileceği bir şey değildir. Kendisini her zaman göz önünde olan sıradan bir pop star kılma ile, az bulunur kıymetli bir pop star kılma arasındaki kurnazca denge, uslu aktivizmde göze çarpan en önemli olgudur. Amaç, kendi popülerlik aurasını politik gündeme bağlayarak pop star imajını güçlendirmektir.

5- Şekilsel ilerleme arzusu
Gerçek bir umudun performans değerlendirme ölçütü "hiç olmamasından iyidir" gibi bir düşünceye bağlanırsa, her zaman şekilsel bir ilerleme gerçekleşir. Problemlerin nasıl çözüleceği yönünde ortaya konan somut öneriler yokken çözüm umuduna inanmak gerçekte hiçbir şeyin değişmeyeceği sonucunu getirir. Richard Dienst'ın dediği gibi, güç sahibi bir insan bir yerlerde kurtardığı hayatları boru çalarak ilan ediyorsa, gereken şey kesinlikle başka yerlerde aldığı hayatların sorulmasıdır. İşte, pop starın düştüğü tuzak da tam buradadır.

6- İçi boşaltılmış toplum
Baştan aşağı basitleştirilmiş ve yeniden yapılandırılmış bir politik çözüm retoriğinin, içi boşaltılmış bir sivil toplum yaratacağının farkına varılamaması bir sanatçı için üzüntü vericidir. Böylesi çarpıtılmış bir düzenekte, "özgürlük" adı altında yeniden ambalajlanan ürünün yeni bir bağımlılık ve çözümsüzlük yaratacağı gözden kaçırılmıştır. Zıtlıkları birlikte kucaklayıp çözebilmek için yapılması gerekenin hayali planlara inanmak değil, temel prensiplerin herkesçe kabul edildiği bir sistemi yaratmak olduğu fikri düşünülememiştir.

7- İnsanların yerine çoktan karar verme
Bir pop starın politikacılara verdiği destek dünyanın her yerinde tüketici toplumunun temel hadisesi olarak kabul edilir. Gücü ellerinde bulunduranların toplumu etkilemek için kullandıkları bir ritüel misali. Yapılmak istenen şey, insanları, onların yerine çoktan karar verilmiş şeyleri talep etmeleri için cesaretlendirmekten başka bir şey değildir. Pop starın bu noktadaki görevi ise yayılmak istenen düşüncenin alternatifinin olmadığını içi boşaltılmış topluma inandırmaktan başka bir şey değildir.

8- Temsil hakkı
Sezen Aksu, kendi kuşağının büyük acılardan geçtiğini söylemiş. Hangi hakla bu "acı çekenleri" temsil ediyor öyleyse? Bütün dünyadakileri mi temsil ediyor, yoksa sadece İstanbul'da yaşayanları mı? Pop star olanları mı, madencileri mi? Böylesi bir ifadeden ne denmek istendiği pek açık değil. Tüm hukuk kitapları, politik temsiliyetin bir tür bilinçli süreci içermesini bekler. Yani temsilci seçme sürecinin nasıl olması gerektiğini herkes az çok bilir. Öyleyse kendisinin, kalıcı barış ve demokratikleşme sürecinin "lafzi" ya da "yasal" temsilcisi olması mümkün gözükmemektedir. Başka bir ifadeyle, o bir grubu ya da bir düşünceyi temsil etmiyor, gerçek hayattan soyutlanmış ve şöhretli kişiliğinden süzülmüş duyguları temsil ediyor.

Kısaca özetlemek gerekirse, politikacılar tüm dünyada halkın duygularında kendi pratik tasarılarını gerçekleştirmek için yeni ve kusursuz bir araç bulmuşlardır. Üstelik bu, nasıl kullanacaklarını çok iyi bildikleri bir araçtır: Ünlüler.

Sezen Aksu tüm yaşananları tek bir düşünce ile savunmaktadır: İnsan umudundan pişman olmaz.

Öyle mi dersiniz?

Gerçek şudur ki, Sezen Aksu'nun konuyla ilgili tüm açıklamalarını bir araya getirdiğinizde değişmeyen eski bir gerçeğe rahatlıkla ulaşırsınız: Politikacılar gerçekler hakkında, ünlüler de umutlar hakkında daima yalan söylerler!

Biraz daha basitleştirirsek; Ticari, bekleme yapma!

Hiç yorum yok: