27 Aralık 2020 Pazar

Tercih Çarpıtması: Tasarruf Etmenin En Önemli Engeli

 Finansal okuryazarlık programlarına katkı sağlayan en önemli araştırma hiç şüphesiz ING Bank'ın üç ayda bir yayınlanan "Türkiye'de Bireysel Tasarruf Eğilimleri" adlı kapsamlı raporu. Tasarruflarla ilgili veri ihtiyacına cevap veren araştırma ile halkımızın tasarruf konusuna yaklaşımını görebiliyoruz. Ankete katılanlar neden tasarruf yapmadıklarını açıklıkla dile getiriyorlar. Tasarruf oranının neden düşük olduğunu öğrenmek için biz de üç ayda bir yayınlanan bu rapora yakından bakmaya karar verdik. Acaba halkımız neden tasarruf etmediğine ne cevap vermiş? Ve verdiği bu cevap neden tasarruf etmediğinin gerçek sebebi mi?


2020 yılının 3. çeyreğinde yayınlanan raporda, tasarrufu olmayan insanlara neden tasarruf etmedikleri sorusu yöneltilmiş. Ankete katılanların yaklaşık %80'i şu cevabı vermiş: "Tasarruf edecek yeterli gelirim olmadığı için." İlk bakışta kulağa son derece gerçekçi gelen bir neden. Peki gerçekten öyle mi? Yani halkımız gerçekten geliri yeterli olmadığı için mi tasarruf yapamıyor?


Bu sorunun yanıtını bulmak için bir meta analiz yapalım diyoruz. Rakamları fazla bulandırmadan bazı basit verilere yakından bakalım. Ülkemizde bireysel kredi ve kredi kartı borcu olan kişi sayısı 32 milyon. Kabaca bir hesaplamayla çocuklar ve çalışmayan ev hanımları haricinde hemen herkes kredi borcu içinde. Daha farklı bir ifadeyle, yeterli geliri olmadığı için tasarruf edemeyen kişilerin neredeyse tamamına yakını yeterli olmayan gelecekteki gelirlerini de harcamış durumda.


Ülkemizde yaklaşık 20 milyon ücretli çalışan ve 12 milyon emekli olduğu düşünülürse tamamının borçlu olduğu söylenebilir. ING Bank'ın araştırmasına katılan kişiler de geliri olduklarını ama yeterli geliri olmadıklarını söylediklerine göre çalışan veya emekli olmaları gerekiyor. Öyleyse şu soruları artık rahatlıkla sorabiliriz: Yeterli geliri olmadığını söyleyen bu insanlar kredi borcu içinde yüzüyorlarsa tasarruf yapmama nedenleri gerçekten gelirin yetersizliği midir? Yeterli geliri olmadığını düşünen bu insanlar borçlanırken gelirlerinin yeterli olmadığını düşünmezlerken tasarruf yaparken neden düşünmektedirler? Ya da daha basit bir şekilde söylersek ankete verdikleri cevap gerçekliktan uzak mıdır?


Duke Üniversitesinde görevli Ekonomist Timur Kuran, 1995 yılında yayınlanan çığır açan kitabı "Private Truths, Public Lies"ta (Yalanla Yaşamak, 2018, YKB) çarpıcı bir teori ileri sürer. Tercih Çarpıtması (Preference Falsification) adındaki bu teoriye göre kişiler, toplumsal baskıdan çekindikleri durumlarda sahip oldukları düşünceleri açıklamaya çekinirler ve toplumun kolaylıkla kabul edeceği düşünceler ileri sürerler. Yani basitçe yalan söylerler. İşte, ING Bank'ın araştırmasında da ortaya çıkan durum budur. Ankete katılanlar, neden tasarruf yapamadıkları sorusuna borçlu oldukları cevabını veremedikleri için yeterli gelirlerinin olmadığı düşüncesini ileri sürmüşlerdir. Çünkü borcu olmak toplumsal açıdan bir dışlanma faktörü olarak görülmektedir ve kimse yaşadığı yoplumdan dışlanmak istemez.


Tasarrufla ilgili temel teori aslında basittir: Harcamalarından geri kalanı tasarruf etme, tasarruflarından geri kalanı harca. Oysa yukarıdaki rakamlar kişilerin gelirlerinden öncelikle harcamalarını yaptıkları, eksik kalan kısım için de krediye yöneldiklerini göstermektedir. Sonrasında da gelirleri yeterli olmadığı için tasarruf yapamadıklarını belirtmişlerdir. Gerçeği ise her zaman olduğu gibi yine bilim söylemiştir: Tercih çarpıtmas!


Faydalı olması amacıyla onca emek ile oluşturulan bir raporun gerçekliğine düşürülen bir leke... Ya da Latince söylersek, "amici diem perdidi"; dostlar, bugünü de harcadık!


Hiç yorum yok: