Son günlerde sıkça duymaya başladığımız kavramlardan biri nakitsiz toplum (cashless society). Özellikle İsveç’in bu yönde çabaları son günlerde iyice artmış durumda. Teknolojinin hızla ilerlemesi nakit paranın kullanımın giderek azalmasına neden oluyor. Peki tamamıyla kalkabilir mi? Yani nakit para olmadan da yaşayabilir miyiz? Ve hepsinden önemlisi neden nakitsiz yaşamak gibi bir idealin peşindeyiz?
Para sisteminin nasıl işlediğini anlamak için öncelikle bankaların nasıl çalıştığını bilmemiz gerekiyor. Basit bir örnekle anlatmaya çalışalım. Bay A, 100 TL parasını bankaya yatırmaya karar verir. Banka, Bay A’nın parasını memnuniyetle kabul eder ve kendisine bir he¬sap cüzdanı verir. Bay A, bu işlemle bankaya kredi vermiş, banka da parayı elinde tutma hakkını almıştır. Bay A, elindeki cüzdanı vadesinde bankaya ibraz ettiğinde, yatırdığı anaparayı ve bankaya kullandırdığı kredi için bankanın ödemek zorunda olduğu faiz kadar parayı geri alacaktır.
Bu noktada karşımıza yeni bir kavram çıkıyor: Kredi. Kredi herkes tarafından para olarak düşünülür. Ama bu çok tehlikeli bir yanılsamadır. Kredi, karşılığı ödendiği zaman sizin gelecekteki paranız olur. Yani daha açık söylersek alınan kredi sizin borcunuzdur, paranız değil.
Hikayemize tekrar geri dönelim. Daha sonra krediye ihtiyacı olan bir müşteri, kredi almak için bankaya gittiğinde, banka kendisinden teminat isteyecektir. Ama aynı banka, Bay A’nın parasını ödünç alırken herhangi bir teminat vermemiştir. Sadece geri ödeme üzerine belli belirsiz bir söz ver¬miştir. Dünyada yaşanan banka krizlerinde bu sözün tutulmadığı bilinen bir gerçektir.
Bay A’nin parasını yatırdığı bankanın nispi karşılık oranının %10 olduğunu varsayalım. Bu durumda banka 10 TL’yi tutup, kalan 90 TL’yi kredi vermek üzere bekletecektir. Kredi almak için bankaya gelen Bay B, 90 TL kredi alabilecektir bu durumda. Banka, hayhay diyerek kabul eder. Nasıl olsa Bay A, 100 TL para yatırmıştır ve bankanın kredi verecek yeteri kadar parası vardır. Bay B, belli bir faiz karşılığı, 90 TL krediyi hemen alır.
Tüm bunlardan sonra banka, Bay A’ya 100 TL borçlu, Bay B’den 90 TL alacaklı ve elinde de (veya merkez bankasında) 10 TL parası bulunacaktır. Peki, tam bu anda, Bay A parasını istemeye gelirse banka yükümlülüğünü nasıl yerine getirecektir? Cevap oldukça açık. Getiremeyecektir. Çünkü o anda elinde sadece 10 TL vardır.
İşte bu hikayedeki rakamların milyarca katını aldığımızda, banka iflaslarının nedenini açıkça görmüş oluruz. İşte nakitsiz toplum bu riski bertaraf edecek bir yapıya sahip olacak. Çünkü kimse bankadan nakit istemediği zaman bankalar da iflas riski taşımayacaklar.
Şimdi de bu noktaya nasıl gelindiğini tarihsel perspektifle kısaca yeniden anlatalım. Nakit paranın kullanımı 1950’lere kadar bankacılık sisteminin tamamını oluşturuyordu. 50’lerden sonra bilgisayar teknolojilerinin gelişmesi paranın kişiler arasındaki değişiminde de değişiklik yarattı. Para yerine geçen çekler kabul görerek bir anda tüm dünyada yüksek bir hacim yarattılar. Piyasadaki çek hacmi 60’larda kontrol edilemez bir boyuta gelmişti. Bu çılgınlığa son vermek için 60’lı yılların sonunda EFT (Elektronik Fon Transferi) denilen sistem kullanılmaya başlandı. Bir ülke içinde kişiler ve kurumlar arasındaki para değişimi bilgisayar sistemleri aracılığıyla yapılıyordu. Fakat sistemin yaygınlaşmasında yaşanan sıkıntılar yeni arayışları beraberinde getirdi. 70’lere doğru Master ve Visa kendi kredi kartı network’lerini kurarak para değişiminde yeni bir çağı başlattılar. Bankacılığın kredi kartına kaymış olması bankaları biraz rahatsız etse de bu değişim karşısında durmaları pek mümkün değildi. Bankalar 90’lara gelindiğinde hesap kartlarını yaygınlaştırmaya başlamış ve nakitsiz değişime iyice hız verilmişti. 2000’li yıllarda ise cep telefonlarının yaygınlaşması ödemelerin telefonlar üzerinden yapılmasının önünü açtı. Bundan sonrasını hep beraber göreceğiz.
Görüldüğü gibi nakitsiz topluma geçişin temelleri dünyanın hemen her ülkesinde atılmış durumda. Birçok ülkede nakit paranın toplam paraya oranı oldukça düşük seviyelerde. Örneğin İngiltere’deki toplam para arzının 1,95 trilyon £ olduğu hesaplanıyor. Oysa bunun sadece 50 milyar £’u nakit (cash) para, kalanı ise nakit dışı paradır.
Böyle giderse sanırım yakında hepimiz nakitsiz kalacağız!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder