15 Aralık 2012 Cumartesi

Bir erkek seni mahvetmeye kararlıysa en fazla içip kendini mahveder; kadın ise…

En sık duyduğumuz hayat klişelerinden biridir riske girmeden kazanım elde edilemeyeceği. Hayat gibi finansal piyasalar da riskle doludur. Bazen sevinç bazen üzüntü getirse de vazgeçilmesi pek mümkün değildir. Risk ve getiri arasındaki makul dengeyi oluşturmak her zaman için en iyi strateji gibi gözükse de sınırsız risk almaya istekli fazlasıyla insan bulmak da zor değildir. Hal böyle olunca finansal piyasaların giderek daha riskli bir yer olması da kaçınılmazdır. Yaşanan finansal krizin de göstermiş olduğu gibi “finansal sistem” kavramına en yakın anlamdaki sözcük risktir. Yatırımcılar risksiz yatırımları genellikle yatırım olarak görmezler. İhtiyaç duydukları ilk şey risktir. Yokluğunda piyasaların rahatsızlık duydukları bile söylenebilir. Peki ama neden piyasalarda risk vardır? Risk olgusu nasıl oluyor da piyasaların hayati elementlerinden biri oluyor? Ya da daha kısa sorarsak risk neden var?

Birçok ekonomi teorisi ve piyasa olgusunun kadınların düşünce ve davranış şekillerinden etkilendiğini söylemek artık pek zor olmasa gerek. İşte bunlardan biri de risk faktörüdür. Piyasalarda risk neden vardır sorusunun yanıtı kadınların pek bilinmeyen bir düşünce şeklinde saklıdır; en azından erkekler tarafından.

Erkeklerin çoğu spor salonlarını iş ve evden sonraki üçüncü adresleri olarak bilirler. Birçok erkeğin spor salonuna gitme amacı kadınlara daha çekici görünmektir. Amaç bu olmasa bile kadınların fiziksel olarak beğendiği bir erkek olma fikrine sanıyoruz hiçbir erkek karşı çıkmayacaktır. Erkeklerin spor aktiviteleri genellikle geniş bir omuz, gelişmiş kol adaleleri, diğer erkeklere göre daha iri göğüsler ve kaslarla dolu bir mide üzerine yoğunlaşır. Çünkü erkekler kadınların fiziksel olarak bu tip erkekleri çekici bulduklarını düşünürler. Bu düşünce de onları daha fazla sert ve kaslı görünmeye yönelik bir spor anlayışı içine sokar. Her erkek tipik bir sandaletli ilk çağ kahramanı görüntüsünde olmak için enerjisinin büyük kısmını spor salonlarında harcar. Ne de olsa kadınlar kaslı erkeklerden hoşlanırlar… Ne dersiniz, acaba erkekler yanılıyor olabilir mi?

Bir fitness uzmanı olan Sam Murphy spor ve çekicilik arasında ilişkiyi ölçmek için bir deney tasarlar. Amacı kadınların gerçekten bol adaleli erkekleri çekici bulup bulmadıklarını öğrenmektir. 6.000’in üzerinde bayan ankete katılır ve en çok hangi sporu yapan erkekleri çekici bulduklarını açıklarlar. Ortaya çıkan sonuç hiç de erkeklerin düşündüğü gibi değildir. Kadınların %57’si kendilerine bir erkekte en çekici gelen spor dalının dağcılık olduğunu söylerler. İkinci sırada ise extreme sporlar vardır. İlk çağ savaşçısı görüntüsünde bir fiziğe sahip olmayı düşünen ve vücut geliştirme gibi sporları yapan erkekler ise kadınların sadece %5’i tarafından tercih edilir bulunmuştur. 15 spor dalı içinde maalesef kadınların en az çekici buldukları spor dalı vücut geliştirme çıkmıştır. Peki ama kadınlar neden böyle düşünmektedirler?

Bu sorunun yanıtını Liverpool Üniversitesinden psikolog Susan Kelly 2001 yılında yayınladığı “Who dares wins” adlı makalesinde açıklar. Kelly, kadınlar üzerinde yaptığı araştırmalarda çok şaşırtıcı bir sonuca ulaşır. Kadınlar, riski seven davranışlar sergileyen erkekleri riski sevmeyen ve almayanlara tercih etmektedirler. Erkeklerin yaptıkları sporlarda göstermiş oldukları cesaret kadınları etkileyen en güçlü faktör olarak öne çıkmaktadır. Bir spor salonunda yetişen ilk çağ kahramanı görüntüsündeki bir erkeğin risk almaya istekli olduğunu söylemek pek mümkün gözükmemektedir. Bu nedenle de tercih edilirliği doğal olarak düşüktür. Kısaca özetlemek gerekirse cesaret ve zorluklarla mücadele etme isteği kadınların bir erkekte görmek istedikleri en önemli nitelikler olarak öne çıkmaktadır.

Kadınların risk alan erkekleri daha çekici bulma şeklindeki düşünceleri bugün finansal sistem için de aynen geçerlidir. Piyasaların bugünkü riskli yapısı ve risk-getiri arasındaki ilişkiye bağımlılığı kadınsal bir davranış şekli olan “spor ve çekicilik” ilişkisini yansıttığı açıktır. Tüm yatırımcılar, şirketler ve oyuncular kadınların düşündüğü gibi düşünmekte ve riski piyasalar açısından en çekici faktör olarak görmektedirler. Bu nedenle de piyasalar hep riskli bir yer olarak kalmaya devam edecektir.

Erkekler genellikle eş seçimlerinde duygusal kararlara yönelirler. Öte yandan kendileri açısından en mantıksız davranışlardan biri olarak görseler de, kadınların, duygularından önce düşüncelerinin kabul ettiği erkekleri tercih etmeleri son derece akıllıca bir yaklaşımdır. Erkeklerin risk alma kabiliyetlerini ölçerek çekici olan erkeği bulmaları gibi piyasalar da aynı mantıki yaklaşımı göstererek getiriyi riskle ilişkilendirir. Böylece kadınlar gibi piyasalar da en mantıklı olan yaklaşımı benimsemiş olur.

Ama risk tehlikelidir diyenler olacaktır. Evet haklılar. Risk çok tehlikelidir. Piyasalar kadınların davranışlarını benimsiyorsa erkek gibi davranamaz. Bir erkek seni mahvetmeye kararlıysa en fazla içip kendini mahveder; kadın ise kesinlikle mahveder!

1 yorum:

Adsız dedi ki...

çok çok iyi bir yazı,diğerleri gibi çok ilginç.takipçinizim.teşekkürler.