15 Nisan 2015 Çarşamba

Veba, Çiçek, Sıtma ve Enflasyon!

Memleketin ekonomik göstergelerini ortalama ekonomi bilgisi seviyesinde takip ettiğini düşünen birçok kişiye göre enflasyon canavarını yendik. 2014 yılını %8'ler civarında bir oranla kapatarak tarihimizin en önemli iktisadi zaferlerinden birini elde ettik. 1980 ve 1994'deki üç rakamlı enflasyonları hatırlayanlar için %8 elbette ki çok düşük bir rakam. Hatta enflasyon oranı demeye bile bin şahit ister. Peki ama kıyaslamayı sadece tarihi verilerle yaparsak hataya düşmüş olmaz mıyız?

Mesela veba nedeniyle Orta Çağda yüz milyon Avrupalı yok olup gitmişti. Şu anda vebadan ölen insan olmadığına göre, kıyaslama ile veba canavarını yendik dememiz mantıklı olur mu sizce? Sıtma Yeni Çağda Kızılderili nüfusunu kırdı geçirdi. Şu an sıtma korkulan bir hastalık olmadığına göre, sıtma canavarını yendik dememiz rasyonel bir çıkarım olur mu? Çiçek hastalığı Yakın Çağda birçok devlet başkanıyla birlikte 60 milyon Avrupalının ölümüne sebep oldu. Şu an çiçek kontrol altında tutulan bir hastalık olduğuna göre, çiçek illetini yendik demek makul bir övünme sayılabilir mi? Enflasyonu düşürdük diyerek neden övünüyoruz öyleyse?

Bir değişkenin seviyesi ile o değişkenin değişim oranı arasındaki farkı bile anlayamayacak düzeyde bir ekonomi bilgisiyle enflasyon oranını yorumlamak ve anlamak zor oluyor elbette ama biz yine de kısaca vurgulayalım. 2000 yılından sonra, tüm dünyada hakim olan kolay ve ucuz para politikaları enflasyon denilen ekonomik göstergenin rakamsal seviyesini azalttı. Yani önceki yıllarla kıyaslandığında tüm dünya ülkeleri enflasyon oranlarını düşürdüler. Buna bizde dahiliz. Fakat bu, enflasyonu yendik demek değildir.

IMF dünya devletlerinin enflasyon oranlarını (tüketici fiyatları bazında) 2010 yılından bu yana izliyor. 2010 ila 2014 yılı arasındaki enflasyon oranlarını kümülatif olarak da yayınlıyorlar. Kümülatif veriler enflasyon oranı konusunda daha hassas bir gösterge oluşturmuş gibi görünüyor. 4 yıllık toplam veriler, son 4 yıl içinde fiyatların nereden nereye geldiğini gösteriyor. 2014 yılı karşılaştırmalı verilerini kısa bir süre önce yayınladılar. Çarpıcı sonuçlar çıkıyor karşımıza. 150 ülkenin enflasyon oranının kıyaslandığı listede ülkemiz de yer alıyor. 2010 ila 2014 yılları arasında %8'ler civarında seyreden enflasyon oranıyla dünyadaki yerimiz nedir dersiniz?

IMF hesaplamalarına göre, Türkiye, 2014 yılı sonu itibariyle dünyanın en yüksek 26. enflasyon oranına sahip. Yanlış duymadınız, en kötü 26. enflasyon oranı maalesef bizde. Diğer bir deyişle enflasyon oranı sıralamasında 150 ülke içinde 124. sıradayız. Malawi, Uganda, Sierra Leone, Burundi, Timor, Sao Tome, Bhutan, Angola ve Tanzanya gibi büyük ülkelerin(!) hemen ardından geliyoruz. Bangladeş, Zambia, Bostwana, Madagaskar gibi büyük ülkelerin(!) ise enflasyon oranları maalesef bizden daha düşük.

2010 yılında fiyatı 100 TL olan bir mal, 2014 yılı sonuna gelindiğinde (kendi para birimleriyle) Fiji'de 116,27, Namibya'da 124,67, Haiti'de 127,53 olurken ülkemizde 135,66 TL olmuş. Yani son dört yılda tüketici fiyatları ülkemizde %36 artmış görünüyor ve bu enflasyon oranıyla dünyanın en kötü 26. enflasyonunu yaratmış bulunuyoruz.

Tekrar hatırlatalım, dünyanın en yüksek 26. enflasyon oranına sahibiz. Eğer hala enflasyon canavarını yendiğimizi düşünenlerdenseniz, veba, çiçek ve sıtmayı da yendiğimizi hatırlatmak isteriz, bunlara da sevinin!

Hiç yorum yok: