4 Eylül 2008 Perşembe

Amerikan ekonomisindeki çelişkiler

Bu yüzden yitiğiz biz,
başka bir suçtan değil, tek cezamız
umutsuz bir özlemle birlikte yaşamamız.
(İlahi Komedya-Dante)
Amerika piyasalarından iyi haberler gelmemeye devam ediyor. Perşembe günü hisse senetlerindeki satış baskısı, yükselen işsizlik oranları, işsizlik başvurularındaki artış perakende satışlardaki dalgalanma ve zayıflayan petrol fiyatları gerek Amerikada gerekse tüm dünyada ekonomik büyüme üzerindeki aşağı yönlü baskıları arttırıyor.

En büyük endişe büyüme rakamlarında. Decoupling tezini savunanlar bundan bir yıl kadar önce, Amerikadaki yavaşlamanın gelişen piyasaları ve Avrupa Birliğini etkilemeyeceği üzerinde hemfikirdi. Son günlerde Avrupa Merkez Bankası ve İngiltere Merkez Bankasının faiz oranlarında değişikliğe gitmemesi ve ekonomik yavaşlama üzerindeki artan endişeleri decoupling'i savunanları haksız çıkardı. Dünya topyekün resesyona gidiyor.

Amerikan ekonomisin en temel göstergesi olan Dow Jones endeksi, son dönemlerde, bir ekonominin göstergesi olmaktan daha çok spekülasyonların göstergesi olarak çalışmaya başladı. Lehman'ın satışı, Freddie ve Fannie üzerindeki siyasi politikalar gibi dedikodular endeksin katalizörleri olmuş durumda. Dow Jones bu haliyle dünyanın en kolay manipüle edilen endeksi gibi. Bu zorlama efektleri elimine ettiğimizde ise, Wall Street'in kaldıraç ekonomisinin yerini, temel ekonomik kuramlara bağlı bir sistemin yavaş yavaş almaya başladığını görüyoruz. Bu nedenle Sam Amca hergün yeni söylentileri hayata geçirmek zorunda. Çünkü Amerikan ekonomisi hergün 2 milyar $ dünyaya borçlanıyor. Ve bu pembe tablo sürdürülemezse Amerikanın resesyona girdiği resmiyete dökülmüş olacak. İşte asıl korkulan gerçek bu.

Dünyanın en büyük fonu Pacific Investment'ın yöneticisi Bill Gross, bu finansal tusinamiden kurtulmak için Amerikan hükümetinin elindeki tüm parayı piyasayı destekleyecek yönde kullanması gerektiğini söyledi. Bankalar, aracı kurumlar ve hedge fonlar aktiflerinin değerini sürekli düşürüyorlar. Bu da bonoların, gayrimenkullerin, hisse senetlerinin ve emtia fiyatların gerilemesine sebep oluyor. Düşen bir piyasada yatırımcılar daha fazla çekingen olurken, devletin piyasaya yön vermesi mantıklı bir yaklaşım olarak kabul edilebilir.

Ağustos ayı içinde yaşanan önemli bir gelişmeyi de burada belirtmeliyiz. 2 büyük Amerikan bankası, 5 Ağustos itibariyle, Newyork Emtia Borsasında, Comex altın ve gümüş future kontratlarda, 33.805 adet kontrat üzerinde kısa pozisyon aldılar. 33.805 kontrat dünya altın ve gümüş üretiminin %20'sine yakın bir varlığı temsil ediyor. Böyle yüksek tutarda bir pozisyonun petrol ya da buğday da alınacağı düşünülürse, piyasaların alt üst olacağı açıktır. Aynı zamanda bu büyüklükte bir kısa pozisyon Amerikan bankaları tarafından altın ve gümüşte alınan en büyük pozisyon olarak da tarihe geçmiştir. Sonuçta olan şeyi hepimiz tahmin edebiliyoruz. Altın ve gümüş fiyatları tarihi bir düşüş yaşadı. Kontrat fiyatındaki düşüş %38 olarak gerçekleşti. Hemen ardından da piyasalarda çok güçlü bir gümüş kıtlığı oluştu. Bu iki banka çok büyük bir kar elde ederken, arz ve talep dengesinin böyle tuhaf bir ilişkiyle oluşması ne kadar da sürrealisttir.

Nasıl olmuştu da, altın ve gümüş piyasasında hiçbir taş yerinden kımıldatılmamışken, kontrat fiyatlarında böyle keskin bir düşüş yaratılabilmişti? Bu sorunun cevabını başka bir yazıya bırakırken, bankaların böyle aktiviteler içinde yer almasının, düzenleyici sermaye yeterlilik kurallarının uygulanmamasının cevabı nasıl verilmelidir. Ve manipülasyonun başarısız olması varsayımında, bu iki bankayı muhtemelen batışa sürükleyecek sermaye kayıplarının piyasada yaratacağı çöküş nasıl açıklanmalıdır. Şimdilik bu sorularda askıda kalacak gibidir. Sözkonusu bankaların hangileri olduğu hususunda da tahminler yapılmaktadır. Bu tip boşlukları iyi değerlendiren Goldman Sachs ve Morgan Stanley favori olarak görülürken, Citibank ve Lehman plase olarak öne sürülmektedir.

Amerikan ekonomisi, geleneksel ekonomik teorilere daha bağımlı hale gelmeye başlasa da, hisseler üzerinde alınan kısa pozisyonların Dow Jones'u yıl sonuna kadar 12.500 seviyelerine çıkaracağı sanırım en ironik beklentidir. Üniversitelerde ise hala, hisseler üzerinde alınan uzun pozisyonların endeksi arttırabilecek tek etmen olduğu anlatılmaya devam edecektir.

Hiç yorum yok: