27 Haziran 2012 Çarşamba

Büyücünün abaküsü!

Birçoklarına göre global krizde son dönemece girildiği şu anlarda Almanya’nın tavrının ne olacağı hala belli değil. Hiç kimse Almanya’nın ne karar vereceğini kestiremiyor. Rasyonel ekonomistler ve piyasa gözlemcileri olası birkaç senaryo üzerinde yoğunlaşmış durumdalar. Fakat krizi önleyeceği düşünülen Almanya’nın hareketinin ne olacağı henüz merak konusu.

Bir devletin davranış şeklinin insanlarınkinden farklı olacağını düşünmek hata olacaktır. Devletleri yönetenler de insanlar olduğuna göre kişisel düşünce sisteminin devletler açısından da geçerli olabileceğini söylemek yanlış bir çıkarım olmayacaktır. Öyleyse bu bakış açısıyla Almanya’nın nasıl karar vereceğini hep beraber bulmaya çalışalım. İnsanoğlunun böyle bir durumda karar verme sisteminin nasıl çalışacağını ortaya koyarak Almanya’nın finansal krizi çözmek için nasıl bir hamle yapacağını bulmayı deneyelim.

Gazete ve dergilerin dönemlik abonelik ücretlerini görmüşsünüzdür. Size karar vermeniz için seçenekler sunarlar. Siz de bu seçeneklerden birini seçersiniz. Sosyal araştırmacı Dan Ariely de böyle bir durumla karşılaşır. The Economist dergisinin abonelik ücretlerini arasında tuhaf bir durum sezer. The Economist’in bir yıllık ücret tarifesi şöyledir:

-İnternet aboneliği, 50 dolar
-Dergi aboneliği, 100 dolar
-İnternet ve dergi aboneliği, 100 dolar

Karar vermeden önce seçenekleri birlikte irdeleyelim. İlk seçenek makul görünürken, ikinci seçenek biraz pahalı görünmektedir. Üçüncü seçenek ise hem dergi, hem internet aboneliğini sadece dergi aboneliği fiyatına sunduğu için en cazip seçenek olarak görünmektedir. Öyleyse herkesin tercihi üçüncü seçenek olacaktır. Fakat eğer herkesin tercihi üçüncü seçenek olacaksa neden böyle tuhaf bir fiyatlama yapmışlardır?

Bu durumdan şüphelenen Dan Ariely soluğu MIT’nin Sloan işletmecilik okulunda alır ve bu seçenekleri master öğrencilerine sorar: “Siz olsaydınız hangi seçeneği seçerdiniz?”

Öğrencilerin %16’sı birinci seçeneği seçerken, %84’ü üçüncü seçeneği seçmiştir. İkinci seçeneği ise seçen olmamıştır. Sonuçlar beklendiği gibi ama biraz tuhaftır. İkinci seçeneği hiç kimse seçmemiştir. Öyleyse ikinci seçenek gereksiz bir seçenek gibi durmaktadır. Dan Ariely’nin aklına o anda şeytanca bir fikir gelir. İkinci seçeneği çıkararak testi yeniden yapmak.

Bu kez farklı bir öğrenci grubu bulunarak sadece birinci ve üçüncü seçenekler verilir ve “Siz olsaydınız hangi seçeneği seçerdiniz?” diye sorulur. Gelen cevaplar bu kez oldukça şaşırtıcıdır. Katılanların %68’i birinci seçeneği seçerken, sadece %32’si üçüncü seçeneği seçmiştir. İkinci seçeneği çıkarınca üçüncü seçeneği seçenler %52 azalmıştır. Peki bu nasıl gerçekleşmiştir? İnsanoğlunun irrasyonel düşünce sistemi nasıl bir hata yapmıştır?

Aslında tüm illüzyon ikinci seçenekteydi. Bu seçenek okuyucu için bir tuzaktı ve okuyucuyu direk olarak üçüncü seçeneği seçmeye itiyordu. Bu karar verme sistemimizin genel bir hatasıdır. Kişilerin karar verme sistemleri çoğu zaman seçenekleri birbiriyle karşılaştırma şeklinde değil de, kolayca karşılaştırılabilir şeyleri birbiriyle karşılaştırma şeklinde çalışır. Kolayca karşılaştıramayacağımız şeyleri genellikle karşılaştırmayız. İşte yapılan düşünce hatası buydu. Şimdi bu bakış açısıyla, Avrupa’daki krizin Almanya’nın önüne sunduğu seçenekleri değerlendirmeye çalışalım.

Aslında basitçe ortaya koyarsak Almanya’nın önünde baştan beri üç seçenek bulunuyor. Bu seçenekleri ve bunların ülkeye temsili maliyetlerini yukarıdaki örneğe uygun olarak şöyle sıralayabiliriz.

-Yunanistan’a piyasaların beklediği desteği vermek, 50 dolar
-Sıkışan ülkelere ayrı ayrı gereken desteği vermek, 100 dolar
-Birliği bir arada tutmak için gerekli tedbirleri almak, 100 dolar

İlk seçenek Almanya’ya en az maliyetli seçenek gibi durmaktadır. İkinci seçenek finansal sıkışıklığa düşen ülkelere gerektiğinde destek verme anlamına gelmektedir ki, bu seçenekte Almanya’yı Yunanistan’dan sonra İspanya, Portekiz ve İtalya’nın beklediği ortadadır. Bu seçeneğin maliyeti ilk seçeneğe göre elbette ki daha yüksektir. Üçüncü seçenek ise Birliği bir arada tutacak önlemleri almaktır. Ülkelerin borç yapılandırmaları, ortak tahvil, kefalet ve diğer çabalar bu seçenek içinde yer alacaktır. Bu seçeneğin maliyetinin de göreceli olarak ikinci seçenek ile aynı olması beklenebilir. Şimdi siz Almanya’nın yerinde olsanız bu seçeneklerden hangisini seçersiniz?

İlk seçenek en az maliyetli olsa da birliğin tamamını kurtarmaya yetmeyecektir. Çünkü birliğin dağılmaması birinci önceliktir. Bu durumda ikinci seçenek düşünülebilir. Yani önce Yunanistan’ı, ardından İspanya ve diğerlerini kurtarmak. Fakat ikinci seçeneğin maliyeti üçüncü seçenek ile aynı. Bu durumda en akıllıca olanı üçüncü seçenek olacaktır. Birliğin tamamını kurtarmak için gerekli tedbirleri almak.

Almanya bu kararı verebilir elbette. Ama Almanya gibi iki dünya savaşını yaşayan bir ülkenin tecrübeli yöneticileri ikinci şıkkın yukarıdaki dergi aboneliğinde olduğu gibi tuzak bir şık olacağını görecektir. O zaman birinci ve üçüncü seçenek karar vermesi gereken iki seçenek gibi görünmektedir. Peki şimdi hangisini seçer dersiniz?

MIT’de yapılan ikinci deneyde seçenekler ikiye indirildiğinde denekler ilk seçeneğe yönelmişlerdir. Bu yaklaşım altında Almanya’nın da ilk seçeneğe yönelmesi insanın irrasyonel doğası gereği en olası sonuç görünmektedir. Yani kısa vadede Yunanistan’a gereken desteği vermek.

Önümüzdeki birkaç gün Almanya’nın hangi kararı vereceğini göreceğiz. İrrasyonel insan davranışları seçenekler ikiye indiğinde birinci seçeneğe yönelmiştir. Almanya’nın nasıl bir karar vereceğini ise hep beraber göreceğiz?

4 yorum:

Unknown dedi ki...

Peki Almanya abone olmak istemezse ne olur? Verilen 3 şıktan birini seçmektense, belki birçoklarına göre şu aşamada irrasyonel bir davranış gibi görünebilecek beklemeyi ve gösterilen maliyet ile oluşabilecek maliyeti hesaplamak için rasyonel düşüncelere dalmayı tercih edebilir. Ki uzun zamandır karar verememesinin nedeni de bu olsa gerekir. Belki de Almanya Avrupa Birliği' nin daha güçlü bir duruş için zayıf halkalardan kurtulması gerektiğini düşünüyordur. Kim bilir?...

Adsız dedi ki...

Almanya belki de bu dergiyi okumaktan sıkılmıs olabilir ve baska bir dergiye daha pahali olsa da abone olma yolunu secebilir.

Adsız dedi ki...

Haritada Berlin'i Rusya'da arayan şansölye çok tecrübeli olmalı.

hako dedi ki...

haliyle 3.yü seçti dün akşam ve bugün alınan kararlar sonucunda. yardımı yapacak olan almanya, fakat birlikteki ülkelerin güçlenmesi ve yaptığı alışverişten en çok kazanan da almanya