14 Ocak 2013 Pazartesi

Finansal piyasalarda Robin Hood neden yok?

Ülkesindeki “servet” vergisini protesto etmek için Rus vatandaşlığına geçen Gerard Depardieu Fransız halkını olduğu gibi dünyayı da ikiye bölmüş durumda. Kariyeri boyunca 145 milyon euro vergi ödediğini belirterek bunun yeterli olduğunu düşünen Depardieu belki haklı olabilir. Birçokları ise tam tersini düşünüyor ve zenginden daha fazla vergi alınmasından yana. Açıkçası bu tartışmada kimin haklı olduğunu bulmak pek mümkün değil. Çünkü herkes kendince haklı görünüyor. Öyleyse gelin konuya başka bir açıdan yaklaşalım. Sizce böyle bir karar alarak devrim yaptığını düşünen Fransa Hükümeti bu kararının arkasında durabilecek mi?

Bu kararı alan Fransız hükümetinin halkın nezdinde Robin Hood mertebesine yükseldiğini söylemek sanırız hatalı bir çıkarım olmayacaktır. Zenginden alıp yoksula vermeyi düşünen veya bunu yapan birine dünyanın her yerinde bu unvanın verileceği açıktır. Aslında Fransız hükümetinin temel amacı devletin artan harcamalarını ve büyüyen bütçe açıklarını finanse etmek. Krizde yeterince harap olan yoksul halka daha fazla yüklenmemek için zengine yönelinmiş. Hükümet, tüm dünyanın evrensel kahramanı Robin Hood’a duyulan saygıyı, tıpkı onun gibi davranarak politik bir icraate dönüştürmek istemiş. Peki ama sonu nereye varacak?

Tarih boyunca Robin Hood karakteri birçok kişi için kullanılmıştır. Fakat bu ismi şüphesiz gerçek anlamda hak eden tek kişi Salvatore Giuliano’dur. İtalyan tarihinin en ünlü eşkıyası olan Giuliano, 1950 yılında 28 yaşındayken öldüğünde tüm mafya filmlerinin en etkilenin karakteri olmuştu. Dünya o zamanlar onu pek tanımıyordu. 1947 yılında, LIFE adlı adı pek duyulmamış bir dergi (bugün dünyanın en popüler dergilerinden sayılır) yakışıklı bir İtalyan’ın resmini kapaktan yayınladığında, herkes onu İtalyan sinemasının yeni yıldızı sanmıştı. Ama içerik okunduğunda insanlar tam anlamıyla şok olmuşlardı. Kapaktaki parlak saatli outdoor giyimli karizmatik adam, çetesine, kazancının yarısını yoksullara dağıtmak için yemin ettirmiş olan modern çağın Robin Hood’u ve İtalya’nın en azılı eşkıyası Giuliano’dan başkası değildir. 600 kişilik ordusuyla zenginlerden çaldığı paraları yoksul halka dağıtmaktadır ve bu yolda hiçbir fedakarlıktan kaçınmamaktadır. Halkın sevgilisi ve kahramanıdır. Böyle bir kahramanın uzun yaşaması beklenir ama maalesef öyle olmaz. Giuliano, en yakın adamı tarafından öldürülür. Tarihin en önemli Robin Hood’unun mesleğini sadece birkaç yıl sürdürmesine müsaade edilmiştir. 2010 yılında yakınları DNA testi için mezarını kazdırdıklarında ise başka bir sürprizle karşılaşırlar; mezardaki kişi o değildir!

Robin Hood öyle bir yok edilmiştir ki cesedine bile ulaşılamamıştır. Peki ama neden? Halkın bu kadar düşkün olduğu bir karakter neden kısa sürede ortadan kaldırılmıştır?

Cevap, Robin Hood düşüncesini zihninden silmiş olan toplumsal yapıda saklıdır. Ayrılıkçılığın çöküşü Giuliano’yu açıkta bırakmıştır. Karmaşıklığın olduğu bir dönemde herkes umursamazdır ama işler yoluna girdiğinde kimsenin ilkel kahramanlara tahammül gücü kalmaz.

Bugün Fransa da aynı toplumsal süreçten geçmektedir. Krizin Avrupa Birliği içinde yarattığı karmaşık havayı fırsat bilen Fransız Hükümeti açıklarını yamamak için Robin Hood kimliğine bürünmüştür. Çünkü krizle fakirleşen orta sınıf içgüdüsel olarak zenginlerin zenginliğinden rahatsızdır. Sarılacak hiçbir dalı kalmayan Fransız hükümeti için bu güvenilir bir eldir. Fakat bu ayrılıkçı ortamının küresel dünyada uzun süre sürdürülmesi çok mümkün görünmemektedir. Kaldı ki insanların zihinlerinde ayrılıkçılık düşüncesini uzun süre taşımaları da mümkün değildir. Farklı sınıfların farklı düşünceleri bir süre sonra ortaya zor kullanan bir Robin Hood’un ileride herkes için sorun olmaya başlayacağı düşüncesini çıkaracaktır. Açıkçası tüm yollar Fransız hükümetinin bu karardan ya geri adam atacağını ya da ilk seçimlerde iktidarı kaybedeceğini göstermektedir.

Aslında böyle bir durumda Fransız Hükümetinin yapması gereken tek bir şey vardır. Amerikalı ekonomist Murray Rothbard’ın önerisi aynen şöyledir: “Bütçe açıkları için tek çare vergiyi arttırmak değil, bütçeyi daraltmaktır.” Yani Fransız hükümetinin yapması gereken harcamalarını azaltmaktır. Fakat bunu yapmak ekonomik küçülme getireceğinden acı bir reçetedir ve her devirde görmezden gelinmesi son derece normaldir.

Finansal piyasalar ayrılıkçılığın olmadığı yerler olduğundan Robin Hood’lara rastlamak da pek mümkün değildir. Herkesin eşit şansa sahip olduğu bir ortamda Robin Hood’un yapabileceği tek iş politikaya atılmaktır!

Hiç yorum yok: