25 Mart 2012 Pazar

Güneşli havalar zengin eder mi?

İnsanların güneşli havalarda kendilerini iyi hissetmesi edebi bir farkındalıktan daha fazlasıdır. Üstelik sadece siz değil Wall Street’teki yatırımcılar da kendilerini iyi hissederler ve bu yüzden yatırımlarının tutarlarını böyle havalarda arttırırlar.

Dünya üzerindeki 26 büyük borsa da yapılan gözlemlerde sabah hava güneşliyse o günkü geri dönüşlerin pozitif olduğu görülmüştür. Güneşli ve kapalı havalardaki dönüşler kıyaslandığında ise güneşli havalardaki getirilerin yaklaşık %25 oranında daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Duygular ve sezgilerin karar sistemimizdeki yeri aslında iyi bilinen bir olgudur. Birçok kişinin güneşli havalarda kendini iyi hissetmesi bunun en güzel örneğidir. Hatta havayı görmeden güneşli olduğunu bilmenin verdiği mutluluk bile son derece yüksektir. Yapılan bir deney güzel havanın ekonomik kararlarımızı nasıl etkilediğini oldukça etkileyici şekilde ortaya koyar. Odalarında dışarıyı gören pencereleri bulunmayan bir otelde kalan misafirler, oda servisini çağırdıklarında, görevli dışarıdaki havayı da laf arasında söyler. Daha sonra bu oda görevlisinin aldığı bahşiş miktarları incelenir. Havanın yağmurlu olduğunu söylediği günlerde 10 dolar alırken, güneşli olduğunu söylediği günlerde 15 dolar almıştır. Görüldüğü gibi misafirler güneşli havalarda %50 daha fazla bahşiş vermektedir. Sadece güneşin bile bu ölçüde etkilediği karar sistemimizin, sayısız duygu, sezgi ve olay ile nasıl etkileneceğini bulmak hiç kimse için fazla zor olmasa gerek.

Psikoloji biliminin sağladığı verilerden güneşin kişilerin içinde bulunduğu ruh halini değiştirdiğini ve iyimser kararlara yönlendirdiğini öğrenmekteyiz. Eğer hava güneşliyse insanlar daha mutludur ve yatırım kararlarını alım yönlü verirler. Bu da varlıkların fiyatının artması anlamına gelir.

Yine de bu bilgilerden sıcak havaların zengin edeceği yanılsamasına kapılmak oldukça hatalı bir çıkarım olacaktır. Mutluluğun yönettiği karar sistemimiz yakından izlenmeli ve anlaşılmaya çalışılmalıdır. 20.yüzyılın en asi edebiyatçılarından Samuel Beckett’ın şu anısı hatırdan çıkarılmamalıdır: Beckett’ın yönettiği oyunlardan birinde salon tıklım tıklım doludur. Oyuncular sahneye çıkar ve hiçbir şey söylemeden beş dakika kalırlar ve sonra sahneden inerler. Öfkelenen seyirciler, bilet paraları boşa gittiği için Beckett’a neden böyle yaptığını sorarlar. Beckett şöyle der: Onlara 5 dakika kendilerini dinleme fırsatı verdim.”

İçimizden gelen sesi her zaman doğru anlamak finansın da altın kuralıdır.

Hiç yorum yok: